Genel İdari Usul Tasarısı

http://www.adalet.gov.tr/kanun/newfolder/idariusul.htm

GENEL İDARÎ USUL KANUNU TASARISI

BİRİNCİ BÖLÜM
Genel Hükümler

Amaç
Madde 1-
Bu Kanunun amacı, idarî işlemlerin yapılmasında uygulanacak ilke ve usullerin belirlenmesidir.

Kapsam
Madde 2-
Bu Kanun,

a) Genel, katma, özel ve özerk bütçeli her türlü kamu kurum ve kuruluşlarının,
b) Kamu kurum ve kuruluşları tarafından en az sermayelerinin yarısından çoğuna katılmak suretiyle oluşturulan her türlü kuruluşun,
c) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının,
d) İdare adına hareket ederek kamu hizmeti yürüten özel hukuk tüzel kişilerinin,
e) Yasama ve yargı mercilerinin,

idare işlevinden kaynaklanan idarî işlemlerini kapsar.

Münhasıran askerî hizmete yönelik işlemlerin tâbi olduğu idarî usul hükümleri ile özel kanunlarda yer alan idarî usul hükümleri saklıdır.

İlkeler
Madde 3-
İdare yapacağı işlemlerde; insan haklarına saygılı olma, adalet, kanun önünde eşitlik, hukukî güvenlik ve istikrar, tarafsızlık, iyi yönetim, açıklık ve katılım, ölçülülük, doğru bilgilendirme, usul ekonomisi, kamu yararının gerçekleştirilmesi ilkelerine uymakla ve yargı kararlarının gereklerini yerine getirmekle yükümlüdür.

Tanımlar
Madde 4-
Bu Kanunda geçen,

a) İdarî makam: İdarî işlem yapmaya yetkili mercii,
b) İdarî işlem: İdarî makamların kamu gücü ve usullerini kullanarak, tek yanlı iradeleriyle yapmış oldukları, hukukî sonuç doğuran işlemleri,
c) Hazırlık işlemi: İdarî usul süreci içinde bu Kanun kapsamındaki makam ve merciler tarafından gerçekleştirilen her bir usul aşamasını,
d) İdarî usul: İdarî makamların idarî işlemlerin yapılmasında uymaları zorunlu, bu Kanunda öngörülen usulü,
e) İlgili: İdarî işlemlerin yöneltildiği veya bu idarî işlemlerden etkilenen birey veya tüzel kişiyi,
f) İdarî yaptırım: Disiplin cezaları, para cezaları, işyeri kapatma, meslek ve sanattan men, ruhsat, lisans, izin veya belge iptali ve yıkım kararlarını,
g) Taraflar: İlgilileri ve idareyi,
h) Toplantı: Kurul hâlinde karar verilmesi gereken durumlarda üyelerin ve varsa kurulu oluşturan diğer görevlilerin bir araya gelmeleri; tek bir görevlinin iradesi ile yapılacak işlemler söz konusu olduğunda ise yetkilinin ilgililerle bir araya gelmesi hâlini,
i) Duyuru: Kamunun ve ilgililerin, hazırlık işlemi ve idarî işlemlerin özelliği dikkate alınarak, elverişli iletişim araçlarıyla bilgilenmelerini sağlayacak haber vermeyi,

ifade eder.

Bilgi verme ve hukukî yardım
Madde 5-
Bu Kanun kapsamındaki kuruluşlar, görev alanlarıyla ilgili konularda başvuru hakkını kullanacak ilgililere, yol göstermekle, idarî usulde sahip olduğu hakları kullanabilmesi için yardımcı olmakla, idarî işlemlere karşı itiraz ve başvuru makam ve mercileri ile sürelerine ilişkin bilgi vermekle yükümlüdür.

Bu yükümlülük, idare tarafından bütün teşkilâtıyla ve çıkarılacak yönetmeliklerle kurulacak bilgilendirme ve yol gösterme birimleri aracılığıyla yerine getirilir.

Görevli, bir başvurunun nasıl yapılması gerektiği ve o başvuruda takip edilecek usul konusunda ilgiliye yol gösterir, usulle ilgili bilgi verir, açıklama yapar, eksiklik söz konusu ise bildirimin yenilenmesini veya yazılı bildirimde bulunulmasını talep eder.

İKİNCİ BÖLÜM
Başvuru Hakkının Kullanılması

Başvuru hakkı
Madde 6-
İlgililer, bir işlemin yapılması veya bir eylemde bulunulması isteği ile idareye başvurma hakkına sahiptir.

Dilekçelerde bulunması gereken hususlar
Madde 7-
Dilekçelerde;

a) Başvuranın, varsa temsilcisinin ad ve soyadı, unvanı, adresi ve imzası,
b) Başvurunun konusu, sebepleri, dayandığı deliller ve ilgili belgeler

yer alır.

Başvuru dilekçelerinin alınması
Madde 8-
Başvurularda dilekçelerin kayıtları yapılarak, kayıt tarih ve sayısı dilekçelerin üzerine yazılır. Başvuru tarihi kaydın yapıldığı tarihtir.
İdare, başvuru sahiplerine, imzalı ve kaşeli bir alındı belgesi vermekle yükümlüdür. Alındı belgesine;

a) Başvuru kaydının tarih ve sayısı,
b) Başvuruyu kabul eden birim,
c) Başvurunun konusu, yazılır.

Posta yolu ile yapılan başvurularda, başvuru dilekçesinin idarî makama ulaştığı tarih, başvuru tarihidir.

Dilekçelerde eksiklik
Madde 9-
7 nci maddenin (a) bendindeki unsurları içermeyen dilekçeler işleme konulmaz.
Başvuru konusunun belirsizliği hâlinde idare, bu durumu başvurana yazılı olarak bildirir.
Dilekçelerde başvuru sebeplerinin, dayanılan delillerin yeterince açıklanmaması, ilgili belgelerin sunulmaması hâlinde idare, gerekli açıklamanın yapılmasını, ilgili belgelerin gönderilmesini başvuru sahibinden ister.

İdarî makamlara başvuru
Madde 10-
Dilekçeler, başvurunun konusuna bağlı olarak yetkili idareye, yurt dışından yapılacak başvurularda ise yetkili idareye iletilmek üzere dış temsilciliklere verilir.
Dilekçenin yetkili olmayan idareye veya dış temsilciliklere verilmesi hâlinde, dilekçe ve ekleri üç gün içinde yetkili idareye gönderilerek başvurana yazılı bilgi verilir. Bu hâlde cevap verme yükümlülüğü, dilekçe ve eklerinin yetkili idareye ulaştığı tarihte başlar.
Yetkisiz idareye başvurma, hak kaybına yol açmaz.

Başvuruların cevaplandırılması zorunluluğu
Madde 11-
İdare, kendisine yapılan başvurular hakkında, kayıt tarihini izleyen günden itibaren en geç otuz gün içinde cevap vermek zorundadır.
Gerekli araştırma ve incelemeyi tamamlayan idare, isteği kabul etmediği takdirde, gerekçesini açıklayıp, bu idarî işleme karşı başvurulabilecek idarî makamları, yargı yolunu ve sürelerini göstererek, başvuru sahiplerine cevap vermekle yükümlüdür.
Kamu görevlilerinin ihmali veya kusurlu davranışları nedeniyle otuz gün içinde başvurunun cevaplandırılmaması, dava açılmış olması, idarenin cevap verme yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
İdarî İşlemi Yapma Yetkisi

Kamu yetkisinin kullanımı
Madde 12-
Kamu görevlileri, kanunlardan kaynaklanan yetkilerini, kanunî sınırlar içinde kullanırlar. Kamusal yetkiler, hukukî dayanağı olmayan amaçlarla ve kamu yararına aykırı olarak kullanılamaz.

Kamu görevlileri, tarafsızlık ve kanun önünde eşitlik ilkelerine uygun davranırlar; aynı durumda olan ilgililere aynı şekilde davranmak suretiyle her türlü ayırımcılıktan kaçınırlar.

Kamu görevlileri, kanunî düzenlemelere de uygun olarak, bireylerin özel hayatına ve kişi hak ve hürriyetlerine saygılı davranmak zorundadırlar. Kişisel bilgileri yetkili olmayan üçüncü kişilere açıklayamazlar.
İdare, yapacağı düzenleyici işlemlerde, önceki uygulamaları ışığında bireylerin yasal haklarına ve makul beklentilerine uygun davranır.

Yetki kurallarının hukukî niteliği
Madde 13-
İdarî makamın konu, yer, kişi ve zaman bakımından işlem yapma yetkisi kanun ve diğer mevzuatta gösterilir.
Yetki kamu düzenine ilişkindir. İdarî makam;

a) Hukukî dayanağı olmayan bir idarî yetki kullanamaz.
b) Görevli olduğu konuda işlem yapmaktan kaçınamaz.
c) Yetkiye ilişkin anlaşma yapamaz.
d) Yetkili olup olmadığını resen inceler.

İdarî makamlar arasında çıkan olumlu ve olumsuz yetki ve görev uyuşmazlıkları, hiyerarşik bakımdan üstleri konumunda olan idarî makam tarafından çözülür.
Yetki, kanun ve diğer mevzuatta belirtilen kişi, kurul ya da makam tarafından,

a) Doğrudan kendileri ya da görevi vekâleten yürütenlerce,
b) Hukuka uygun olarak fiilen göreve başlamalarından itibaren,
c) Yetkileri devam ettiği sürece,
d) Kamu düzeninin gerektirdiği ivedi durumlar dışında, hukukun belirlediği çalışma dönemleri, iş günleri ve saatlerinde kullanılabilir.

Yetkili kişi, kurul ya da makam, ancak kendi görev alanına giren konularda işlem yapabilir. Hiyerarşik konumu ne olursa olsun, bir başka yetkilinin görev alanına giren konuda işlem yapamaz.

Vekâlet
Madde 14-
İdarî makamın, ölüm, istifa, görevden alınma, başka yere atanma, görevin düşmesi gibi nedenlerle boşalması durumunda; Kanunda belirtilen veya mevzuatın öngördüğü usullere göre asil olarak atanma niteliklerini taşıyanlar arasından belirlenen ya da seçilen yetkili, boşalan makama vekâlet eder. Asil olarak atanma niteliklerini taşıyan bulunmaması halinde buna en yakın niteliklere sahip kişi vekâlet eder. Ancak, vekâlet edilen makamın gerektirdiği şartları haiz kamu görevlisi ilgili idarede göreve başladığında ve vekâlet bu kişiye verilir.
İdarî makamın, izin, hastalık, geçici görevlendirilme veya buna benzer diğer bir nedenle geçici olarak boşalması hâlinde; asil veya bir üst yetkilinin önerisi ve atamaya yetkili amirin onayıyla görevlendirilen yetkili, boşalan makama vekâlet eder. Bu durumda vekâletin süresi altı ayı geçemez ve bu süre uzatılamaz, yenilenemez.
Vekâlet, görevlendirme yazısında belirtilen tarihte, tarih belirtilmemişse görevlendirme kararının bildirim tarihinde başlar, asıl yetkilinin göreve dönmesi veya vekâlet süresinin dolmasıyla sona erer.
Görevin vekâleten yürütüldüğü durumlarda, vekil, asilin sahip olduğu bütün yetkileri kullanabilir.

Çekilme ve çekilmeye davet
Madde 15-
İdarî usulde, idare adına faaliyette bulunan görevli, gerekli ivedi önlemleri alarak, aşağıdaki hallerde kendiliğinden veya davet üzerine işlem yapmaktan çekilebilir:

a) İlgilinin nişanlısı, eşi, üstsoyu, altsoyu, üçüncü dereceye kadar kan veya ikinci dereceye kadar kayın hısımı veya evlâtlığı ise,
b) Söz konusu faaliyet sadece kendisine yarar sağlayacaksa,
c) İlgiliye bağlı olarak bedel karşılığı veya ilgilinin üyesi veya ortağı olduğu bir tüzel kişiliğin yönetim kurulu, denetim kurulu ya da benzeri bir organında görev yapıyorsa,
d) İlgili ile arasında maddî çıkar ilişkisine dayanan iş ortaklığı, karşılıklı çıkar ilişkisi varsa,
e) İlgili ile bir hukuk veya ceza davasında hasım olarak bulunuyorsa veya aralarında husumet olduğunu ortaya koyan bir başka maddî delil varsa,
f) İlgili ile aralarında temsil veya vekâlet ilişkisi bulunuyorsa.

Çekilme konusu, görevlinin amiri veya en yakın idarî vesayet makamı tarafından, kurul üyeleri için ise kendisinin katılmadığı toplantıda kurul tarafından kararlaştırılır. Belediye başkanları ve muhtarların çekilmeleri, illerde vali, ilçelerde kaymakam tarafından karara bağlanır. Kurulların toplantılarını engelleyen toplu çekilme davetleri dikkate alınmaz.
Çekilme konusu yedi gün içinde karara bağlanarak, söz konusu işlemin kimin tarafından yapılacağı belirlenir ve hizmetin aksamaması için gerekli önlemler alınır.

Yetki devri
Madde 16-
Yetkili makam, kanunla izin verilen hâllerde ve yazılı olmak koşuluyla işlem yapma yetkisini, kısmen, hiyerarşik yapıya uygun olarak alt makamlara devredebilir. Devredilen yetkiler, devreden tarafından kullanılamaz. Yetkiyi devralan, bu yetkileri devredenden bağımsız olarak kullanır.
Aşağıda belirtilen yetkiler devredilemez:

a) Kullanılması kanunla doğrudan bir kamu görevlisine verilmiş olan yetkiler,
b) Plânlama yetkisi,
c) Kamu görevlileri arasındaki iş bölümünü kapsayan örgütlendirme yetkisi,
d) Üstün astları üzerindeki denetim yetkisi,
e) Disiplin soruşturması açılması ve disiplin cezası verilmesi yetkileri,
f) Astların değerlendirilmesine ve terfiine yönelik yetkiler,
g) Yetki devri ile devralınan yetkiler.

Yetkiyi devredenin yetkilerinin konu ve kapsam yönünden artması veya azalması, devredilen yetkilerin kapsamını ve konusunu genişletmez ve daraltmaz.

Yetkilerini devreden yetkilinin değişmesi, yetki devrini sona erdirir.
Yetki devrinde, devredilen yetkilere dayanarak yapılan işlemler nedeniyle doğacak her türlü sorumluluk, yetkinin devredildiği makama aittir.

İmza devri
Madde 17-
Yetkili makam, yapmaya yetkili olduğu işlemlerden bir kısmının imzalanması yetkisini, yardımcıları veya astlarından bazılarına devredebilir.

İmza yetkisi, devreden makamın gözetim ve denetiminde kullanılır. Devredilen imza yetkisinin kullanılmasından dolayı devreden ve devralan birlikte sorumludur.
Aşağıda belirtilen imza yetkileri devredilemez:

a) Kurul üyelerinin imza yetkileri,
b) Cumhurbaşkanının katılımı ile oluşan idarî işlemlerde sorumluluğu yüklen-mek amacıyla kullanılan karşı imza yetkisi,
c) Karar alma süreci içinde farklı otoritelerin belli bir sıra takip ederek iradelerini açıkladıkları işlemlerdeki imza yetkileri,
d) Devralınan imza yetkisi,
e) Hukuken veya yetkinin niteliği gereği idarî makamların bizzat yapması gereken işlemlerdeki imza yetkisi.
İmza devri, devreden ya da devralan yetkilinin değişmesi ile sona erer.

İdarî işlemlerin değiştirilmesi, kaldırılması ve geri alınması
Madde 18-
Hukuka aykırılıkları saptanan bireysel idarî işlemler, iptal davası açma süresi içinde veya açılmış olan iptal davası sonuçlanıncaya kadar değiştirilebilir, kaldırılabilir veya geri alınabilir.

Yetkisiz olduğu belirgin olan makamlar tarafından ya da kanun hükümleri bariz biçimde ihlâl edilmek suretiyle açık hataya düşülerek veya hile, zorlama veya ilgililerin gerçek dışı beyanı ile tesis edilmiş olduğu saptanan idarî işlemler her zaman değiştirilebilir, kaldırılabilir veya geri alınabilir.
Yapılan ödemelerin iadesi ancak geri alma işleminin ilgililere tebliğinden itibaren geriye doğru beş yıllık süre için istenebilir.
Düzenleyici işlemlerden hukuka aykırılığı saptananlar, her zaman değiştirilir veya kaldırılır. Bunlara dayanılarak yapılan bireysel idarî işlemler yukarıdaki hükümlere tâbidir.

İdarî makamlar, yürütülen idarî faaliyeti düzenleyen mevzuatta yapılan değişiklikleri, hizmet gereklerini ve kamu düzenini göz önünde bulundurarak, mevcut idarî işlemleri her zaman değiştirebilir veya kaldırabilirler. Kişiler lehine oluşmuş hukukî durumlar ikinci fıkradaki hâller hariç olmak üzere korunur.

Bir idarî işlem kanunda aksi öngörülmedikçe, ancak onu yapmaya yetkili makam tarafından yapılışındaki usul ve esaslara uyularak değiştirilebilir, kaldırılabilir veya geri alınabilir.
İdarî işlemlerin değiştirilmesi, kaldırılması veya geri alınması ile ilgili özel kanun hükümleri saklıdır.

Takdir yetkisi
Madde 19-
İdarî makamlara tanınan takdir yetkisi, yetkilendirmenin yapıldığı idarî faaliyetin gerekleri ve amaçlarıyla sınırlıdır. Takdir yetkisi, konuyla ilgili araştırma, inceleme ve değerlendirmeler yapılıp, işlemin sebebi ve güdülen amaç saptanarak kullanılır. Takdir yetkisinin kullanılmasında, tercihi belirleyen hususlar ile işlemin sebebi ve güdülen amaç idarî işlem metninde açıklanır.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
İdarî İşlemin Hazırlanması

İdarî usulün başlaması
Madde 20-
İdarî usul, idare tarafından resen ya da ilgilinin başvurusu üzerine başlar.

Temsil
Madde 21-
İlgili, idarî usulün her safhasında, bizzat yapması gerekmeyen tüm hazırlık işlemlerini temsilcisi aracılığıyla yapabilir.
Fiil ehliyeti bulunan herkes, idare karşısında bir diğerini temsil edebilir. Özel kanunlardaki temsil hükümleri saklıdır.
Temsilci tayini, noter tarafından düzenlenmiş veya onaylanmış bir vekâletname veya başvurulan idarî makamın ilgiliye en yakın biriminin önünde temsile yönelik beyanı içeren tutanağın ibrazı ile yapılır.
İlgili vekâletini geri almadıkça idare, yazışmaları temsilci ile yürütür.
Yetkisiz temsil hâlinde idare, ilgiliye temsilcinin yaptığı işlemleri düzeltmesi, onaylaması veya yeni bir temsilci seçmesi için üç günlük süre verir. Belirtilen süre içinde eksikliklerin giderilmemesi hâlinde, idarî usul süreci, ilgili muhatap alınarak yeniden başlatılır.

Zorunlu temsil
Madde 22-
İdarî usul sürecinde yapılacak bireysel işlemlerin ilgili veya temsilcisi ile yürütülmesi esastır.
Bireysel işlemin, beşten fazla kişiyi ilgilendirip hak ve menfaatlerde ortaklık bulunması hâlinde, idare, ilgililerden temsilci seçmelerini ister. Bu istek, üç gün içinde yerine getirilmediği takdirde idare, işlemi en kısa sürede sonuçlandırabileceği ilgiliyle yürütür. İdarenin işlemi hangi ilgiliyle yürüttüğü ve işlemin sonucu diğer ilgililere duyurulur.
Temsilci sayısı ve seçimi eşitlik, adalet ve temsil edilebilirlik esaslarına göre idare tarafından belirlenir.

Araştırma, inceleme ve soruşturma yükümlülüğü
Madde 23-
İdare, yapacağı idarî işlemi etkileyen olaylarla ilgili her türlü araştırma, inceleme ve gerektiğinde soruşturmayı kendiliğinden yapar.
İdarece, yeterli araştırma, inceleme veya gerekli görüldüğünde açılacak soruşturma tamamlanmadan idarî işlem yapılamaz, ancak ivedi önlemler alınır.

Bu Kanun kapsamına giren kuruluşlar, faaliyet alanlarında meydana gelen, bireyleri, tüzel kişileri veya çevreyi etkileyen olayları, nedenlerini, idarenin ve kamu görevlilerinin sorumluluğunu, yeterli araştırma, inceleme veya gerektiğinde soruşturma yapmak suretiyle saptamakla yükümlüdür.
İlgililerin bir idarî işlem veya eylem yapılması yolundaki başvuruları idarece, başvuru konularının özelliği dikkate alınıp, gerekli her türlü araştırma ve incelemeler tamamlandıktan sonra cevaplandırılır. Başvuru konusunun, idarî faaliyet alanında gerçekleşen maddî bir olaya ilişkin olması hâlinde, bu Kanunda öngörülen usul kuralları uygulanarak araştırma, inceleme veya soruşturma yapılması zorunludur.

Araştırma, inceleme ve soruşturma usulü
Madde 24-
Yetkili idarî makamlar, idarî faaliyet alanında meydana gelen bir olayı öğrenmeleri üzerine, bir ön inceleme yaptırdıktan sonra, teknik bilgiye sahip kamu görevlilerinden bir ekip oluşturup, gerekli araştırma veya soruşturmayı yaptırırlar. Yapılacak ön inceleme sonucuna göre idarî makamlar, sadece maddî olayın oluş biçimi ve nedenleriyle sınırlı bir araştırma yaptırabilecekleri gibi, gerektiğinde idarenin ve kamu görevlilerinin hukukî sorumluluklarının da saptanacağı bir soruşturmanın yapılması yoluna da gidebilirler. Bu araştırma veya soruşturmada, olaydan etkilenen birey veya tüzel kişilere dinlenilme hakkı tanınır; ayrıca varsa tanıklar dinlenir.
Kamu kurum ve kuruluşları, faaliyet alanlarının özelliklerini dikkate alarak, araştırma ve soruşturma yaptıracak yetkilileri, niteliklerini, ön inceleme, araştırma veya soruşturma yapılacak hâlleri, araştırma ve soruşturmanın kapsamı ve düzenlenecek raporun şeklini, çıkaracakları yönetmeliklerle belirlerler.

Dinlenilme hakkı ve kullandırılması
Madde 25-
Dinlenilme hakkı, ilgililerin, bir idarî işlemin yapılmasından önce haklarını, özgürlüklerini ya da hukukî yararlarını savunmak üzere kendi tercihleri doğrultusunda yazılı veya idarece düzenlenecek görüşme toplantısında sözlü açıklama yapmalarını, tanık dinletebilmelerini, idareye her türlü bilgi ve belge sunmalarını, bilirkişi incelemesi yapılması isteğinde bulunmalarını kapsar.
23 üncü maddeye göre araştırma, inceleme ve soruşturma yapılacak olaylarda, bu olaylarla ilgili yapılan başvurularda, bu Kanunda sayılan idarî yaptırımların uygulanmasında, idarece ilgililere dinlenilme hakkı tanınması zorunludur.
Yukarıdaki fıkra dışındaki hâllerde ise idare, idarî işlemden önce ilgililere dinlenilme hakkı tanıyıp tanımama konusunda takdir yetkisine sahiptir. Her kamu kuruluşu, kamu düzeni ve kamu yararını, idarî işlemlerde ivediliği değerlendirmek suretiyle bu Kanundaki zorunluluklar dışında hangi tür idarî işlemlerde ilgililere dinlenilme hakkı tanınabileceğini çıkaracağı yönetmelikle düzenler.
Dinlenilme hakkına sahip ilgililere, idarece, en az yedi gün önceden yazılı bildirimde bulunulup yapılmak istenilen işlemin konusu, maddî ve hukukî dayanakları, bu hakkı yazılı ya da sözlü olarak kullanabileceği, sözlü olarak kullanmak istiyorsa yapılacak görüşme toplantısının yeri, tarihi ve saati açıklanır.

Tanık ve bilirkişi
Madde 26-
Dinlenilme hakkının kullanılması ve görüşme toplantısının yapılması sırasında tanık dinlenilebilir, bilirkişiye başvurulabilir. İlgililer tanık ve bilirkişi dinleme sırasında hazır bulunabilirler, konuyla ilgili soru sorabilirler. Bu amaçla idare, ilgililere tanık ve bilirkişinin dinleneceği görüşme toplantılarının yer, tarih ve saatini, en az yedi gün önceden yazılı olarak bildirir.
İlgililerin dinletmek istedikleri tanıkların sayısı, gerekli görülmesi hâlinde idarece sınırlandırılabilir. İlgililerin bilirkişi incelemesi yapılması istekleri, idarece gerekli bulunması hâlinde ve inceleme giderlerinin ilgililerce karşılanması koşuluyla kabul edilir. Yapılacak bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenecek rapor, bağlayıcı olmayıp, idarece değerlendirmeye tâbi tutulur.

Görüşme toplantısı
Madde 27-
Görüşme toplantısı, gerekli tanık ve bilirkişiler ile ilgililerin katılımıyla, idare tarafından belirlenecek yönetici tarafından, amaca uygun bir yerde yapılır.
Yönetici, dinlenilme ve katılma hakkının amacına uygun kullanılmasını sağlamakla yükümlüdür. Bu amaçla yönetici:

a) Görüşme toplantısını yönetir.
b) İlgililerin, varsa temsilci, tanık ve bilirkişilerin kimliklerini tespit eder; bunlar dışında toplantıya katılanları görüşme toplantısından çıkarır.
c) İşlemin konusunu, maddî ve hukukî dayanaklarını ortaya koyar.
d) İlgilileri, varsa tanık ve bilirkişileri dinlemek, soru sormak, sunulacak delilleri almak ve bunlara yapılacak itirazları görüşmek için görüşme usulünü belirler.

Görüşme toplantısında kimlik tespitleri, sorular, cevaplar, tanık ve bilirkişi ifadeleri, yönetici tarafından alınan kararlar ve sunulan deliller idare tarafından tutanağa geçirilir. Tutanak görüşmeye katılanlarca imzalanır. İstek hâlinde ilgiliye tutanağın bir sureti verilir.
Görüşme toplantılarında özel hayatın gizliliğini ihlâl edebilecek kişisel, tıbbî, sınaî, ticarî ve malî sırların zarar görmemesi sağlanır.

Tazminat istemlerine ilişkin başvuruların incelenmesi
Madde 28- İdarenin eylem ve işlemlerinden dolayı zarara uğrayanların tazminat istemiyle idareye yaptığı başvurular, ita amirinin görevlendireceği kişinin başkanlığında üçü o idarede, biri Maliye Bakanlığını temsilen o birimin bulunduğu yerde görevli olmak üzere beş kişiden oluşacak kurullar tarafından incelenerek ita amirinin onayıyla sonuca bağlanır.
Kurulların oluşumu her idare tarafından çıkarılacak yönetmeliklerle düzenlenir.
Tazminat istemlerine ilişkin başvuruların incelenmesinde, başvurunun konusu, zarara yol açan olay ve nedenleri, zararın meydana geliş şekli, idarenin tazmin sorumluluğunun olup olmadığı, zararın miktarı ve ödenecek tazminat tutarı tespit edilir. 24 üncü madde uyarınca gerekli araştırma ve soruşturma yapılarak tazminat miktarının tespitinde talepte bulunanın veya temsilcisinin görüşünün alınması, varsa tanıkların dinlenmesi zorunludur. Belirlenen tazminat miktarının ödenmesinin kabul edilmesi istemde bulunanın da buna rıza göstermesi halinde 39 uncu madde uyarınca tutanak düzenlenir ve anlaşılan miktar tutanak ile imza altına alınır. Bu tutanak ilâmlı icraya dayanak olacak belgelerdendir.
İdarenin eylem ve işlemleri nedeniyle verdiği zararın tazmini için bütçeye yeterli ödenek konulur.

Açıklık
Madde 29-
Bilinmesi veya zamanından önce öğrenilmesi hâlinde, Devletin millî savunma, millî güvenlik, millî ekonomi ve dış ticaret politikaları ile milletlerarası ilişkilerinin yürütülmesine açıkça zarar verecek, özel hayatın gizliliğini ihlâl edecek ve haksız rekabet ve kazanca sebebiyet verecek işlemlerin dışındaki idarî faaliyetler özel kanun hükümleri çerçevesinde kamuya açıktır.

Katılma hakkı
Madde 30-
Bayındırlık hizmetleri, mülkiyet ve çevre [MK1]hakları ile kültür ve tabiat varlıklarını doğrudan etkileyen, belde halkının tümünü ilgilendiren bireysel ve düzenleyici işlemlerde, kamunun bilgilendirilmesi ve katılımı esastır.
Birinci fıkradaki işlemlerin konusu, otuz gün içinde incelenip görüş bildirilmesi amacıyla elverişli vasıtalarla kamuya duyurulur.
İşlemin tesisinde, idare tarafından alınacak kararın niteliğine göre ilgili diğer idarî kurum ve kuruluşlardan, aynı konuda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarından, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından ve işlemin etki ve sonuçlarını doğuracağı bölgedeki üniversitelerden birer temsilci, idare tarafından düzenlenecek genel görüşme toplantısına çağrılır.
Ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlerde ise ilgili idari kurum ve kuruluşların yanında, idare, kendi belirleyeceği en az üç üniversite, sivil toplum örgütü ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarından birer temsilciyi genel görüşme toplantısına davet eder.
Genel görüşme toplantısı 27 nci madde hükmüne göre yapılır.
İdare, bu toplantı sonucunda ortaya çıkan görüşleri ve konuyla ilgili yapılan anket, kamuoyu yoklaması ve benzeri vasıtalarla elde edilen veri ve sonuçları karar alma sürecinde değerlendirir.

Kurul toplantılarının açıklığı
Madde 31-
İdarenin karar organı olan kurullarının toplantıları, özel kanun hükümleri saklı kalmak kaydıyla, ilgililere açıktır.
Kurul toplantıları, ilgililerin toplantıyı izleyebileceği uygun yerlerde yapılır. İlgililerin sayısının fazla olması halinde idare, ilgililerden toplantıyı izleyecek belli sayıda temsilci seçmesini isteyebilir.

İlgililere açık her toplantının yeri, zamanı ve konusu ile toplantı hakkında nasıl bilgi alınabileceği, en az yirmidört saat önceden, toplantılarla ilgili değişiklikler de en kısa zamanda ve uygun araçlarla ilgililere duyurulur.
Kurul hâlinde alınması gereken kararlarda kurul, özel kanunlardaki hükümler hariç salt çoğunlukla toplanır ve karar alır. Oyların eşitliği hâlinde başkanın oyu belirleyicidir.

Toplantılarda tutulan kayıtlar, notlar ve konuşmalar bir tutanakla tespit edilir ve gizli olanlar dışındakiler talep hâlinde ilgililerin bilgisine sunulur.
İdarenin kamuyu ilgilendirmeyen ve sadece kendi personeli ile kurum içi uygulamalarına ilişkin düzenlemeleri bu madde kapsamı dışındadır. Ancak, söz konusu düzenlemeden etkilenen kurum çalışanlarına ilişkin hususlar saklıdır.

Elektronik ortamda duyuru
Madde 32-
Kamu kurum ve kuruluşları, görev ve yetki alanlarındaki, kamuyu ilgilendiren her türlü faaliyet ve işlemlerini, diğer iletişim araçlarının yanı sıra elektronik ortamda, imkânlarının yeterliliği ölçüsünde duyurmakla yükümlüdür.
Elektronik ortamda duyuruya ilişkin esas ve usuller, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren altı ay içinde çıkarılacak yönetmelikte gösterilir.

BEŞİNCİ BÖLÜM
İdarî İşlemin Tamamlanması

İşlem yapma yükümlülüğü ve süresi
Madde 33-
İdare, başvuru üzerine ya da resen başlayan usulün sonucunda gerekli işlemi, bu Kanuna uygun olarak yapar. Özel bir hazırlık süreci gerektirmeyen bireysel işlemler, en geç altmış gün içinde tamamlanır.
9 uncu madde hükmü saklı kalmak kaydıyla başvuru üzerine yapılacak işlemlerde, evrakı kabul eden birim başvuruyu üç gün içinde işlemi tesis edecek olan makam veya kurula iletir. Başvuru; araştırma, inceleme ve değerlendirme yapılması için ilgili birime veya birimlere üç gün içinde gönderilir. İlgili birim veya birimler, gerekli araştırma, inceleme ve değerlendirmeleri yaparak görüşünü geciktirmeksizin işlemi tesis edecek makam veya kurula sunar.

İdare, işlemin yapılmasını engelleyen, güçleştiren ya da geciktiren unsurların ortadan kaldırılması için gerekli önlemleri alır.
İdare, çıkaracağı yönetmelikle görevi kapsamında olan işlerin başlangıcından bitişine kadar geçireceği aşamaları ve bitirilmesi için öngörülen süreleri tespit ve ilân eder.

Maddî hataların düzeltilmesi
Madde 34-
İşlem metninde tarafların adı, soyadı, unvan ve adreslerine ilişkin yanlışlıklar ile hesaplama hataları ve diğer maddî hataların saptanması hâlinde, idarece resen ya da ilgilinin başvurusu üzerine düzeltme yapılması zorunludur.
Yapılan düzeltmeler ilgilisine bildirilir.

İdarî işlemin gerekçesi
Madde 35-
Her idarî işlem gerekçeli olmak zorundadır. Gerekçede idarenin o işlemi yapmasını gerektiren maddî ve hukukî sebepler açık ve anlaşılabilir şekilde yer alır. Takdir yetkisi kullanılarak yapılan işlemlerde işlemin sebebi ve amacı da belirtilir.

Başvuru yollarının gösterilmesi
Madde 36-
Bireysel işlem metninde idare, ilgilinin hangi idarî makam, yargısal merci veya alternatif uyuşmazlık çözüm usullerine başvurabileceğini ve sürelerini belirtmek zorundadır.
Düzenleyici işlemlerde, bu işleme karşı doğrudan veya uygulama işlemi üzerine, hangi yargı merciine, hangi süreler içinde başvurulabileceği ayrı bir maddede gösterilir.
Başvuru yollarının ve sürelerinin gösterilmesinde idarenin yaptığı hata hak kaybına neden olmaz.

Bireysel idarî işlemin şekli
Madde 37-
İdarî işlemler, kural olarak yazılı şekilde yapılır. Yazılı olmayan işlemler, ilgilinin talebi üzerine idarece yazılı hale getirilir.
İdarî işlem metninin aslı ve suretlerinin tamamında;

a) İşlemi yapan idare ve açık adresi,
b) İşlemi yapan yetkili ya da yetkililerin unvanı, ad ve soyadları ve el yazısı ile imzaları,
c) İmza devri ya da vekâlet söz konusu ise unvanda bu durumu ifade eden açıklama ya da kısaltma,
d) Yöneldiği kişi ya da kişilerin açık kimlikleri,
e) Yetkili idare evrak defteri kayıt tarihi ve sayısı yer alır.

İşlem bir kurul tarafından yapılmışsa; toplantı ya da oturum tarihi ve numarası, katılan ve katılmayanların açık kimlikleri, katılanların hangi yönde oy kullandıkları ve varsa gerekçeli karşı oyları işlem metninde gösterilir.
Elektronik ortamda ya da otomatik bir araç ile yapılan idarî işlemde yetkilinin adı ve soyadı ile imzası yer almayabilir veya elektronik imza ya da güvenliği garanti edilmiş mekanik araçlarla imza atılabilir.
İdarî işlemin yöneldiği ya da ondan etkilenecek kişiler veya belirli gruplar için, kendileri önceden bilgilendirilmek kaydıyla, içeriğinin bildirimi amacıyla özel işaretler kullanılabilir.

Bireysel idarî işlemin yürürlüğe girmesi
Madde 38-
İdarî işlem, işlem metninde açıkça daha sonraki bir tarihte yürürlüğe gireceği belirtilmemişse, ilgilisi için usulüne uygun tebliğ edildiği andan itibaren yürürlüğe girer ve tebliğ edildiği andaki içeriği ile geçerlidir.

ALTINCI BÖLÜM
İdarî Yaptırımlar

Tutanak
Madde 39-
İdarî yaptırımı gerektiren bir idarî ihlâlin ortaya çıkması hâlinde, idarî makam ya da ihlâle tanık olan yetkili kamu görevlisi, söz konusu ihlâli tutanakla tespit eder.

Tutanakta, ihlâlin yeri ve zamanı, niteliği, ihlâlde bulunan kişi ya da kişilerin ad ve soyadları, mümkünse adresleri ve gerekli olan diğer kimlik bilgileri ve tutanağı düzenleyen görevlinin adı, soyadı ve açık kimliği yer alır.
Hakkındaki ihlâl iddiası ilgiliye bildirilir, varsa itiraz ve ihlâle ilişkin değerlendirmeleri tutanağa geçirilir.
İhlâli ortaya koyan her türlü kanıt tutanağa eklenir, varsa, tanıkların ad ve soyadları ile adresleri tutanakta gösterilir.
Tutanak, düzenleyen görevli ve hakkında tutanak tutulan kişi ya da kişilerce imzalanır. İlgilinin imzadan kaçınması hâlinde bu durum belirtilir, varsa tanıkların imzaları alınır.

İdarî yaptırımlarda dinlenilme ve savunma hakkı
Madde 40-
İdarî yaptırım kararı alınmadan önce, en az yedi gün süre verilerek ilgiliye dinlenilme ve savunma hakkı tanınması zorunludur. Anılan haklarını kullanması için yazılan davet yazısında, idarî yaptırıma konu olacak fiilin açıkça belirtilmesi gerekir. Davet yazısında gösterilmeyen bir fiile dayalı olarak, idare, yaptırım kararı alamaz.

Ancak, kamu düzeni ve genel sağlığın hemen yaptırım uygulanmasını gerektirdiği hâllerde, idarî yaptırım uygulanmakla birlikte, ilgiliden yedi gün içinde dinlenilme hakkını kullanması ve savunmasını yapması da istenir. Belirtilen süre içinde ilgilinin anılan haklarını kullanması veya öngörülen sürenin geçmesi üzerine idarece, yaptırım kararı bütün hukukî unsurları itibariyle gözden geçirilir ve nihaî yaptırım kararı ilgiliye tebliğ edilir. İlgililer, ilk idarî yaptırım kararının uygulanması üzerine veya nihaî yaptırım kararına karşı dava açabilirler.
2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu hükümleri saklıdır.

İdarî yaptırımlarda ölçülülük
Madde 41-
İdarî yaptırımlara karar verilirken, yaptırım gerektiren eylemin işleniş biçimi, işlenmesinde kullanılan araç, konunun önem ve değeri, eylemin işlendiği zaman ve yer, eylemin diğer özellikleri, zararın ve tehlikenin ağırlığı, ilgilinin amacı gibi hususlar göz önünde bulundurulur. Bu hüküm, idarî para cezalarında alt ve üst sınırlar arasındaki miktarın belirlenmesinde de uygulanır.
Cezanın alt sınırdan verilmesi hâlinde de, takdirin sebepleri kararda gösterilir.

İdarî para cezalarında zamanaşımı
Madde 42-
İdarî para cezaları, cezayı gerektiren fiilin idarece öğrenildiği tarihten itibaren birinci yılın ve her koşulda fiilin işlendiği tarihten itibaren beşinci yılın sonuna kadar tahakkuk ettirilmediği takdirde zamanaşımına uğrar.

YEDİNCİ BÖLÜM
Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Usulleri

Alternatif uyuşmazlık çözüm usullerinin kullanılması
Madde 43-
Bu Kanunda düzenlenmiş alternatif uyuşmazlık çözüm usulleri idarî itiraz, müzakere ve uzlaştırmadır.
Alternatif uyuşmazlık çözüm usullerine başvuru isteğe bağlıdır.
İlgililer, idarî uyuşmazlıkların çözümü için alternatif uyuşmazlık çözüm usullerini kullanabilirler. Ancak, aynı anda birden fazla alternatif uyuşmazlık çözüm usulüne başvurulamaz.

Uyuşmazlığın konusu, üçüncü kişilerin hak ve menfaatlerini etkileyecek ve çözüm süreci onların katılımını da gerektirecekse uzlaştırma veya müzakereye, ancak üçüncü kişilerin de katılımıyla başvurulabilir.
Alternatif uyuşmazlık çözüm usullerine başvurulması hâlinde, taraflar süreç tamamlanmadan aynı uyuşmazlık konusunda dava açamazlar.
İdarî uyuşmazlığın alternatif uyuşmazlık çözüm usulleriyle sonuçlandırılmış olması, idarenin değişen şartları dikkate alarak yeni işlem yapmasına engel olmaz.

Alternatif uyuşmazlık çözüm usullerinin uygulanması
Madde 44-
Alternatif uyuşmazlık çözümü sürecinde idare ve ilgililere eşit muamele edilir. Tarafların idarî usulden kaynaklanan hiçbir hakkı ihlâl edilemez.
İdare alternatif uyuşmazlık çözüm usullerini, yükümlülüklerinden veya kanun hükümlerinin gereklerinden kaçınma vasıtası olarak kullanamaz.

Müzakere ve uzlaştırma usullerinde gizlilik
Madde 45-
Alternatif uyuşmazlık çözüm sürecinde, tarafların ve uzlaştırıcının veya uzlaştırma kurulunun görüşmelerde yaptıkları beyanların, verdikleri bilgi ve belgelerin gizliliği esastır.
Taraflar ve uzlaştırıcı ancak;

a) Söz konusu beyan, bilgi ve belgenin, bunları açıklamak isteyen tarafça verilmiş olması,
b) Uyuşmazlık çözüm usulüne katılan tarafların tamamının yazılı olarak rıza göstermesi,
c) Mahkemenin, açık bir hukuka aykırılığı önlemek, bir hukuka aykırılığın ortaya çıkarılmasına yardımcı olmak veya kamu düzenine verilecek bir zararı engellemek amacıyla bunların açıklanmasına veya bu konuda tanıklık yapılmasına karar vermesi,
d) Uyuşmazlık çözüm sürecinde yapılan beyanların, verilen bilgi ve belgelerin uzlaştırıcı veya uzlaştırma kurulu tarafından ortaya çıkarılmış olması dışında, bu beyan, bilgi ve belgelerin tarafların tamamı için sunulmuş olması veya bunlara tarafların tamamınca erişilebilecek olması,
hâllerinde bunları açıklayabilirler.

Uyuşmazlık çözüm sürecinde yapılan beyanların, verilen bilgi ve belgelerin yukarıdaki fıkra hükmüne aykırı olarak açıklanması hâlinde bu beyan, bilgi ve belgeler, ilgili oldukları uyuşmazlığın konusu hakkında sonradan açılacak bir davada delil olarak kabul edilemezler.
Bu maddede belirtilen hiçbir hüküm, uyuşmazlık nedeniyle daha sonra açılacak bir davada tahkikat aşamasında elde edilebilecek olan bir delilin, bu delil sırf uyuşmazlık çözüm usulünde kullanıldı diye elde edilmesini ve kabul edilmesini engellemez.

Başvuru
Madde 46-
İlgililer müzakere veya uzlaştırma talebiyle, bizzat veya temsilcileri aracılığıyla uyuşmazlık konusu olan idarî eylem veya işlemi yapmış olan idareye dilekçeyle başvururlar. İdare, müzakere veya uzlaştırma talebini kabul edip etmediğini en geç yedi gün içinde cevaplandırır.

Sürelerin işlememesi
Madde 47-
Alternatif uyuşmazlık çözüm usullerinden birisine başvurulduğu tarihte hak düşürücü süreler ve zamanaşımı süreleri durur.
Alternatif uyuşmazlık çözüm usulleri sonunda anlaşmanın temin edilememesi veya itirazın reddi hâlinde, buna ilişkin tutanağın veya itirazın reddine ilişkin kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren bu süreler işlemeye başlar.

Uyuşmazlık konusu olan idarî işlemin icrasının durması
Madde 48- Bir idarî işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın çözülmesi için müzakere veya uzlaştırma usulünün idarece kabul edilmesi hâlinde işlemin icrası, süreç sonuna kadar geçici olarak durur. Ancak idare, gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, işlemin icrasına devam edilmesi koşuluyla müzakere veya uzlaştırma usulünü kabul edebilir.
İdarî itiraz usulüne başvurulması işlemin icrasını durdurmaz.

İdarî işleme itiraz
Madde 49-
İlgililer, kesin idarî işlemlere, tazminat istemlerinin ve başvurularının reddine ilişkin kararlara karşı otuz gün içinde bir üst makama, üst makam yoksa işlemi tesis etmiş olan makama, kurul hâlinde alınan kararlarda ise aynı kurula; işlemin değiştirilmesi, kaldırılması veya geri alınması istemiyle itiraz edebilirler.

İtirazı incelemeye yetkili makam veya kurul, başvurunun kendisine ulaştığı tarihten itibaren otuz gün içinde itiraza ilişkin başvuruyu karara bağlamak zorundadır.

Yasal zorunluluğa rağmen başvurusu cevaplandırılmayan ilgili, cevap verme yükümlülüğünün yerine getirilmesini bir üst makamdan isteme hakkına sahiptir. Üst makam yedi gün içinde cevap verilmesini sağlar.
Özel kanunlardaki itiraza ilişkin hükümler saklıdır.

İtiraz başvurusu
Madde 50-
İtiraz başvurusu, başvuru hakkının kullanılmasında uygulanacak usule tâbidir.

İtiraz başvurusunun incelenmesi
Madde 51-
İtirazı incelemeye yetkili makam veya kurul, itiraz başvurusunda ileri sürülen sebeplerle bağlı olmaksızın gerekli bilgi ve belgeyi getirterek, itiraza konu işlemin dayanağını oluşturan maddî ve hukukî olgular hakkında her türlü incelemeyi kendiliğinden yapar. İdarî makamların denetimini yapmak ve aynı zamanda bireyin hukukî güvenliğini sağlamakla görevli itirazı incelemeye yetkili makam veya kurul, ilgililerin, tanıkların, bilirkişilerin dinlenmesine, ilgililerin bu konudaki isteklerini yerinde görmesi hâlinde karar verebilir.
İtirazı incelemeye yetkili makam veya kurul, işlemin yerindeliği ile bütün unsurları bakımından hukukîliğini de değerlendirmek suretiyle itirazı inceler ve karara bağlar.
Başvuru üzerine verilen karar, itiraz sahibine ve idareye yazılı olarak bildirilir.

Müzakere
Madde 52-
Müzakere, idare ile ilgililerin aralarındaki uyuşmazlığı yargı yoluna başvurmadan çözmek ve karşılıklı anlaşmaya varmak amacıyla bir araya geldikleri alternatif uyuşmazlık çözüm usulüdür.
İdarenin veya ilgililerin yapmış olduğu müzakere teklifinin karşı tarafça kabulü hâlinde, idare ile bireyler bizzat veya temsilcileri aracılığıyla, idare tarafından belirlenecek bir yerde toplanır ve ihtilaflı konuları görüşürler.
Müzakere sonunda anlaşma sağlanırsa tutanak düzenlenir. Bu tutanakta yer verilen hususlar hakkında yetkili makam veya kurulun onayı alındıktan sonra anlaşma imzalanır.

Uzlaştırma
Madde 53-
Uzlaştırma, idare ile ilgililer arasındaki uyuşmazlıkların çözülmesi için tavsiyelerde bulunan ve görüşlerini açıklayan tarafsız bir kişinin uzlaştırıcı sıfatıyla katıldığı alternatif uyuşmazlık çözüm usulüdür.
Uzlaştırıcı, uyuşmazlığın çözümü amacıyla taraflarla ayrı ayrı veya birlikte toplantılar yapabilir.
Uzlaştırıcı, bir idarî işlemi hukuka uygunluk ve yerindelik yönünden inceleyerek gerekli görürse idareyi, yapmış olduğu işlemi kaldırmaya, geri almaya veya değiştirmeye ikna etmeye çalışabilir; ancak, idarî işlem hakkında kendisi karar veremez.

Uzlaştırıcı
Madde 54-
Uzlaştırıcı olarak görev yapacak kişi, her iki tarafın da rızasıyla seçilir.
Uzlaştırıcı olarak atanan kişi tarafsız hareket etmek zorundadır. İdare, uzlaştırıcılara, uyuşmazlığın çözümüyle ilgili olarak emir veremez.
Taraflar bir veya daha fazla kişiyi uzlaştırıcı olarak seçilebilirler.
Uzlaştırıcı olarak görev yapacak olanların, hukuk fakültesinden mezun olmuş ve mesleğinde en az on yıllık tecrübeye sahip ve alternatif uyuşmazlık çözüm usulleri üzerinde eğitim almış olmaları gerekir.
Uyuşmazlık konusu özel ve teknik bilgiyi gerektiriyorsa, hukuk fakültesi mezunu uzlaştırıcı ile birlikte bu bilgiye sahip olarak mesleğini icra eden kişilerin de uzlaştırıcı olarak seçilmesi mümkündür.
Memurlar veya diğer kamu görevlileri de yukarıdaki nitelikleri taşımak kaydıyla uzlaştırıcı olarak seçilebilirler.
Uzlaştırıcıların eğitimi, çalışma usul ve esaslarıyla ilgili diğer hususlar Başbakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikte gösterilir.
Eğitim görmüş uzlaştırıcıların isimleri bulundukları ilin valiliğine bildiririlir ve beşinci fıkra hükmü hariç olmak üzere uzlaştırıcılar bunlar arasından seçilirler.

Uzlaştırıcı olamayacak kişiler
Madde 55-
İdare ile ilgililer aksini kararlaştırmadıkça, 15 inci maddede sayılanlar uzlaştırıcı olarak görev yapamazlar.

Uyuşmazlığın uzlaştırıcı veya uzlaştırma kurulu tarafından incelenmesi
Madde 56-
Uzlaştırıcı veya uzlaştırma kurulu, uyuşmazlığın kendisine intikal etmesi üzerine, öncelikle uyuşmazlık konusunun uzlaştırma usulüyle çözülüp çözülemeyeceğini resen inceler ve uzlaştırma ile çözülemeyeceğine karar verirse görüşmelere geçmeden talebi reddeder.
Uyuşmazlığın uzlaştırma usulüyle çözülebilecek nitelikte olması hâlinde, uzlaştırıcı veya uzlaştırma kurulu, uyuşmazlık konusu olan vakıaları inceler. Uyuşmazlık konusunun aydınlatılmamış yönleri bulunduğu takdirde, bunları taraflardan sorarak tamamlar. Ayrıca ilgili kurumlardan gerekli bilgi ve belgeleri toplar, görüşlerine başvurmak istediği kimseleri çağırarak dinler veya bunların görüşlerini yazılı olarak bildirmelerini ister. Uzlaştırıcı veya uzlaştırma kurulu, taraflardan uyuşmazlık hakkında gerekli bilgileri aldıktan sonra uzlaşma müzakerelerini başlatır.
Uzlaşma görüşmelerinin yeri ve tarihi uzlaştırıcı veya uzlaştırma kurulu tarafından belirlenir. Uzlaştırıcı veya uzlaştırma kurulu, taraflara, uyuşmazlık konusuyla ilgili tüm bilgi ve belgelerle belirlenen tarihte ve yerde hazır bulunmalarını, toplantı gününden en az yedi gün önce bildirir.
Uzlaşma görüşmeleri taraflarla birlikte veya ayrı ayrı gerçekleştirilecek toplantılarla yürütülür. Uzlaştırıcı yönetiminde gerçekleştirilecek bu toplantılarda uzlaştırıcı veya uzlaştırma kurulu, uyuşmazlığın çözülmesi için taraflara çeşitli önerilerde bulunur ve tarafları anlaşmaları için teşvik eder.

Uzlaşma görüşmeleri sonunda uzlaştırıcı veya uzlaştırma kurulu, düzenleyeceği raporda; uyuşmazlığın çözümü konusundaki tavsiyelerini taraflara yazılı olarak sunar. Uyuşmazlık konusu üzerinde tarafların anlaştıkları hususlar tespit edilir. Tespit edilen anlaşma şekli veya miktarı ve diğer hususlar üzerinde taraf idarenin bağlı olduğu yetkili birimden onay alınması için, idare temsilcisine yedi gün süre verilir. Uzlaşma sağlandığı takdirde, durum bir tutanak ile tespit edilir. Tarafların ve varsa temsilcilerinin ad, soyadı ve adreslerini, uzlaşma konusunu, yerini, tarihini, karşılıklı yerine getirilmesi gereken hususları içeren tutanak uzlaştırıcı veya uzlaştırma kurulu üyeleri ile taraflar ve varsa temsilcilerince imzalanır. Taraf sayısından bir fazla olarak düzenlenen tutanağın bir sureti taraflara verilir.

Tarafların uzlaşmaya katılmaması, uzlaşma görüşmelerine katıldıkları hâlde uzlaşma tutanağını imzalamamaları veya bu tutanağı ihtirazî kayıtla imzalamak istemeleri gibi nedenlerle uzlaşma temin edilemediği takdirde, uzlaştırıcı veya uzlaştırma kurulunca bu husus belirtilerek, taraflara önerilen çözüm şekli de yazılmak suretiyle bir tutanak düzenlenir. Bu tutanağın birer sureti üç gün içinde taraflara tebliğ olunur.
Uzlaşmanın temin edilememesi hâlinde, aynı uyuşmazlıkla ilgili olarak tekrar uzlaştırma usulüne başvurulamaz.

Tutanağın niteliği
Madde 57-
Uyuşmazlığın konusunun para alacağına ilişkin olması hâlinde, uzlaşmanın temin edildiğine dair tutanak ilâmlı icraya dayanak olacak belgelerdendir.

Uzlaştırma süresi
Madde 58-
Uzlaştırıcı veya uzlaştırma kurulu, başvurunun yapıldığı tarihten itibaren en geç otuz gün içinde uzlaşmayı sonuçlandırır. Tarafların rızasıyla bu süre otuz gün daha uzatılabilir.

Masraflar
Madde 59-
Bilirkişi ücretleri talep eden tarafından, posta masrafları idare tarafından karşılanır.

Müşterek hükümler
Madde 60-
56 ila 59 uncu madde hükümleri, müzakere usulünde de kıyasen uygulanır.

Uzlaştırıcıların ücretleri
Madde 61-
Uzlaştırıcıların ücretleri, Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde belirlenir ve taraflarca eşit olarak karşılanır.

SEKİZİNCİ BÖLÜM
Yargı Kararlarının Uygulanması Usulü ve Sorumluluk

Yargı kararlarının uygulanması usulü
Madde 62-
İdare, yargı kararlarının gereklerini gecikmeksizin yerine getirmekle yükümlüdür.
İdarî yargı mercilerince verilen yürütmenin durdurulması ve iptal kararlarının gerekleri, kararın idareye tebliğini takip eden otuz gün içinde, kesinleşmesi beklenilmeksizin yerine getirilir.
Tebliğ edilen karar, tebligatı alan birim tarafından işlemi tesis etmiş olan makam veya kurula derhal sunulur.
Yargı kararı, uygulanması yeni bir araştırma, inceleme ve değerlendirmeyi gerektirmiyorsa, ilgilinin başvurusu aranmadan gecikmeksizin yerine getirilir.

Ancak, yürütmenin durdurulması ve iptal kararına konu atama ve görevlendirmeye ilişkin işlemlerde; özlük ve malî hakları saklı kalmak şartıyla, kararın tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde başvuruda bulunan ilgilinin istemi de dikkate alınarak, atamaya yetkili makam tarafından karar gereği yerine getirilir. Yürütmenin durdurulması kararlarının uygulanmasından, ilgilinin isteği üzerine vazgeçilmesi ve bu vazgeçme doğrultusunda işlem yapılması, dava konusu işlemin hukukî sonuçları ortadan kaldırılmadıkça dava sonucunda verilen iptal kararının ileriye yönelik uygulanmasına engel oluşturmaz. Bakanlar Kurulu kararı veya müşterek kararname ile yapılan atama işlemlerinde yargı kararları ilgili bakan tarafından uygulanır.
Yürütmeyi durdurma veya iptal kararlarında, idarece yeni bir inceleme, araştırma ve değerlendirme yapılmasının öngörülmesi hâlinde, işlemi tesis etmiş olan makam veya kurul, kararı, kendisine sunulduğu tarihten itibaren üç gün içinde, görüşünü almak üzere, hukuk müşavirliği veya davayı takip eden yetkili birime gönderir.

Hukuk müşavirliği veya davayı takip eden yetkili birim, yedi gün içinde görüşünü bildirir. Bu görüş alındıktan sonra kararın gereği yerine getirilir.
Yargı kararlarının gereklerinin otuz gün içinde yerine getirilmemiş olması, bu süre geçtikten sonra da yerine getirilmesi zorunluluğunu ortadan kaldırmaz.

Yargı kararlarının uygulanmasında, yürütmenin durdurulması ve iptal kararlarının sonuçlarını etkisiz kılacak yeni bir idarî işlem tesis edilemez.
Düzenleyici işlemler hakkında verilen iptal kararlarının gerekçesi doğrultusunda gecikmeksizin düzenleme yapılmak zorundadır.
Haciz veya ihtiyatî haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar hakkında, bu kararın kesinleşmesinden sonra idarece işlem tesis edilir.

Tam yargı davalarında kararın uygulanması
Madde 63-
Belli bir miktarı içeren tam yargı davalarında hükmedilen miktar, davacı veya vekilinin başvurusu üzerine otuz gün içinde ödenir. Bu süre içinde ödenmediği takdirde karar, genel hükümler çerçevesinde kanunî gecikme faizi ile birlikte infaz ve icra olunur.
Belli bir miktarı içermeyen tam yargı davalarında veya iptal ve tam yargı davalarının birlikte açılması durumunda, esas hakkında verilen kabul kararlarının uygulanmasında aşağıdaki usul takip edilerek kararın gereği yerine getirilir.
Tebliğ edilen karar, tebligatı alan birim tarafından ita amirine üç gün içinde sunulur. İta amirince, davacı veya vekiline ödenecek miktarın tespiti için karar üç gün içinde ilgili birime gönderilir. İlgili birim yedi gün içinde miktarı tespit eder. Kararın idareye tebliğinden itibaren otuz gün içinde gereği yerine getirilir.

İptal ve tam yargı davalarının birlikte açılması durumunda yürütmenin durdurulmasına karar verilmiş olması hâlinde, özlük ve parasal hakların ödenmesi, esas hakkında verilecek karardan sonra yapılır.
Genel bütçe dışındaki kamu mallarından elde edilen gelirlerin haczi mümkündür.
Mahkeme karar tarihi ile ödeme tarihi arasındaki süre için yasal faiz ödenir.

Rücu
Madde 64-
Yargı kararlarının uygulanmadığının, açılan tam yargı davalarında idarî yargı mercilerince saptanması ve tazminata hükmedilmesi hâlinde, idarece, yargı kararını uygulamayan kamu görevlisi veya bakana karşı, tazminatın ödendiği tarihten itibaren bir yıl içinde, ödenen tazminatın tahsili istemiyle adliye mahkemelerinde rücu davası açılması zorunludur.
İdarî yargı mercileri, rücu davası açılmasını gerektiren kararlarını, Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğüne gönderirler.

Genel bütçe içindeki ve dışındaki bütün kamu kuruluşlarında, Maliye Bakanlığı Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü, rücu davası açmakla yükümlüdür.

Açılan tam yargı davalarında, idarî yargı mercilerince hizmeti kusurlu işlettikleri saptanıp, tazminata mahkûm olan kamu kurumu ve kuruluşları, hizmet kusuru saptanan olayla ilgili soruşturma yaptırarak, olayda kusuru saptanan kamu görevlilerine veya üçüncü kişilere karşı, genel hükümlere göre rücu davası açmakla yükümlüdürler.

Emsal yargı kararlarının dikkate alınması
Madde 65-
İdare, işlemlerinde ve diğer faaliyetlerinde, aynı nitelikteki kesinleşmiş mahkeme kararlarını dikkate alır.
İdare, faaliyet alanına ilişkin idarî işlemi tesis etmeden önce maddî veya hukukî yönden tesis edeceği işleme benzer nitelikteki işlemler hakkında kesinleşmiş yargı kararının varlığı hâlinde, bu kararın gerekçesini değerlendirerek işlem tesis eder.

Cezaî sorumluluk
Madde 66-
Yargı kararlarına göre idarî işlem oluşturulması veya eylemde bulunulması gereken hâllerde, bu yükümlülüklerini yerine getirmemek suretiyle yargı kararlarını uygulamayan yetkililer, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve bir milyar liradan üç milyar liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır.

Suçun özel amaç veya siyasî saikle işlenmesi halinde ceza üçte birden yarıya kadar artırılır.
Bu suç nedeniyle yapılacak soruşturmalar, 4483 sayılı Kanun hükümlerine tâbi olmaksızın genel hükümlere göre yürütülür.

Sorumluluk
Madde 67-
Bu Kanunun uygulanmasında;
Yetkililer, idarî usul sürecini;

a) Izrar kastıyla garaz, kin, husumet, kıskançlık, intikam ve bunlara benzer duygular altında hareket ederek uygularsa,
b) Ağır ihmali ile uygulamazsa, kusurlu sayılır ve haklarında genel hükümlere göre disiplin ve ceza işlemleri yapılır.

DOKUZUNCU BÖLÜM
Çeşitli Hükümler

Ödenek ayrılması
Madde 68-
Belli bir miktarın ödenmesi sonucunu doğuran mahkeme kararlarının ve alternatif uyuşmazlık çözüm usulleri sonucunda yapılan anlaşmaların uygulanmasını teminen, bütçeye yeterli ödenek konulur.

Madde 69- 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununa 19 uncu maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 19/a maddesi eklenmiştir.

“Alternatif uyuşmazlık çözüm usullerine havale
Madde 19/a- Mahkeme görülmekte olan bir davada, tarafların birlikte talebi üzerine uyuşmazlığın alternatif uyuşmazlık çözüm usulüne havale edilmesinin mümkün ve faydalı olduğuna kanaat getirirse, davanın Genel İdari Usul Kanununda sayılan alternatif uyuşmazlık çözüm usullerinden müzakere veya uzlaştırmaya havale edilmesine karar verebilir. Bu halde taraflara en çok bir ay süre verilir.Bu durum duruşmada ortaya çıkarsa taraflara verilen süre üzerine duruşmaya ara verilir.
Uyuşmazlığın alternatif uyuşmazlık çözüm usulleri sonunda çözülmesi hâlinde mahkemece keyfiyet tutanağa geçirilerek anlaşma doğrultusunda karar verilir.”

Geçici Madde 1- 11 inci maddede “otuz gün” olarak öngörülen cevap verme süresi, Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl süreyle “altmış gün” olarak uygulanır.

Geçici Madde 2- Bu Kanunda öngörülen yönetmelikler bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde çıkarılır.

Yürürlük
Madde 70-
Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

Yürütme
Madde 71-
Bu kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.