Orwell"in 1984 hikayesi Türkiye'de gerçekleşebilir!

Sabah Gazetesi

 

 

Veri koruması Türkiye’nin gündemine 1981 yılında imzalanan “Kişisel Verilerin Otomatik Olarak İşlemesine İlişkin Olarak Bireylerin Korunması Hakkındaki 1981 tarihli Avrupa Konseyi Sözleşmesi” ile girmişti. Ancak imza tarihinden itibaren günümüze kadar geçen süre zarfında Türkiye söz konusu Sözleşmeyi onaylamadığı gibi bu konudaki AB Direktifleri doğrultusunda da veri korumasına ilişkin olarak iç hukukta herhangi bir yasal düzenleme yapmamıştır. Bu alanda bir çok yasalaştırma denemesi yapılmasına rağmen, kişisel verilerin korunması konusunda Türkiye’de dikkate değer herhangi bir gelişme 2008 yılına kadar yaşanmamıştır.

Nisan 2008 içinde Başbakanlık’tan Meclise gönderilen Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı kişisel verilerin işlenmesinde kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı ile temel hak ve özgürlüklerini korumak ve kişisel verileri işleyen gerçek ve tüzel kişilerin uyacakları esas ve usulleri düzenlemeyi amaçlamaktadır. Fakat, Sabah Gazetesinin aşağıdaki haberine göre pozitif anlamda bir düzenleme yapılırken Meclis Komisyonçalışmaları sırasında MİT, jandarma ve emniyet yetkilileri Meclis’e gelerek, “suç ve suçlu ile mücadele” gerekçesiyle kamu ve özel kurumlardaki bilgilere erişim ve dosyalama yetkisi istemiş.

Bunu duyunca akla ilk gelenler George Orwell’in 1984’ü ve Büyük Biraderi ile Alan Moore’un V for Vendetta’daki İngiltere’si. Avrupa genelinde Kişisel Verilerin Korunması konusundaki kanunlar “suç ve suçlu ile mücadele” durumlarında polis ve gizli servis teşkilatlarına kişisel verileri mahkeme kararı ile verebilirler fakat bu tip bilgilerin sistematik olarak dosyalama amaçlı olarak alınması demokratik ülkelerde söz konusu olamaz! (Dr. Yaman Akdeniz)

Sabah, 25.05.2008: Dikkat! Kan tahliliniz bile fişlenebilecek…

Zübeyde YALÇIN ANKARA
MİT, jandarma ve polis, kişiler hakkında tüm kamu ve özel kurumlardaki bilgilere erişim hakkı istedi. Tasarı bu şekliyle yasalaşırsa güvenlik birimleri, kişinin sağlık tahlillerine bile ulaşabilecek..
Meclis Adalet Komisyonu gündeminde bulunan “Kişisel Verilerin Korunması Kanun Tasarısı” fişleme tartışmalarını alevlendirdi. Vatandaşların siyasi görüşlerinden psikolojik durumlarına kadar her alandaki özel bilgilerinin amaç dışı kullanımını önlemeyi hedefleyen tasarı, güvenlik birimlerinin “fişleme yarışına” dönüştü. MİT, jandarma ve emniyet yetkilileri Meclis’e gelerek, “suç ve suçlu ile mücadele” gerekçesiyle kamu ve özel kurumlardaki bilgilere erişim ve dosyalama yetkisi istedi. Böylece bu üç kurum vatandaşlar ile ilgili psikolojik durumundan, sağlık raporlarına, oy verdiği siyasi partiye kadar yasal fişleme yapılması olanağının tanınmasını istemiş oldu.

‘TASARIDA AYAR KAÇMIŞ’
Üç kurumdan gelen talepler alt komisyonda gerginlik yarattı. Tasarının, mevcut haliyle yasalaşması durumunda ‘fişlemeye’ yasal altyapı oluşturacağı ve insanların yaptırdığı küçük bir tahlilin bile dosyalanmasının yolunu açabileceği endişesi ortaya çıktı. Bunun üzerine Alt Komisyonun AK Partili Başkanı Hakkı Köylü, toplantılara ara verdi ve tüm kurumlardan tekrar tasarıya ilişkin görüş alınmasını istedi. Alt komisyonun tasarıyı baştan sona değiştirebileceği ve bu tür olaylara meydan vermemek için yeniden kaleme alabileceği bildirildi. CHP’li İsa Gök ise tasarının son derece tehlikeli olduğunu, “ırk, siyasi düşünce, din, mezhep veya diğer inançlar” gibi bilgelerin toplanmasının yolunu açacağını belirterek, “Devlet, vatandaşın sevgilisinin kim olduğu, gay olup olmadığını bile fişleyecek” dedi. Gök, “İstihbarat kuruluşlarına suçu önlemek için kişisel verilerin kullanılması konusunda yetki verilebilir ama burada ayar kaçmış” dedi.