Bilgiye ulaşmanın yolları anlatılacak

Cumhuriyet 02.09.2007: Bilgiye ulaşmanın yolları anlatılacak
‘Bilgi edinme’ semineri
ANKARA (ANKA) – Düşünce Özgürlüğü Derneği ve Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı, gazeteciler için Bilgi Edinme Yasası çerçevesinde bilgiye ulaşma yollarıyla ilgili Ankara’da seminer düzenliyor.

Çağdaş Gazeteciler Derneği ve Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın desteğiyle düzenlenen “Biz de bilelim” adlı bir günlük uygulamalı seminer, bugün Hak-İş Konferans Salonu’nda yapılacak. İngiltere Leeds Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Yaman Akdeniz ‘in sunum yapacağı seminerde, yasanın sağladığı olanaklar, başvurunun nasıl takip edileceği ve yanıt vermekten kaçınan bürokrasiye karşı gazeteciler için geçerli önlemler katılımcılara aktarılacak.

Dünyadaki örnekler…
Bilgi Edinme Yasası’nın dünyadaki örnekleri hakkında da bilgi verilecek seminerde Biz de Bilelim Proje Yöneticisi Muteber Öğretmen ve Düşünce Özgürlüğü Derneği Projeler Koordinatörü Şanar Yurdatapan da gazetecileri bilgilendirecek.

Koza Holding hakkında bilgi verilmiyor

Cumhuriyet 01.09.2007: BAKANLIK SUSKUN
Koza Holding hakkında bilgi verilmiyor

HİLAL KÖSE
AB uyum süreci kapsamında, demokratik bir yapının gereği olarak yaşamımıza giren Bilgi Edinme Hakkı Yasası, keyfi yaklaşımlarla uygulanmıyor.
Maliye Bakanlığı, Bergama Ovacık altın madenini işleten şirketler tarafından, 1997 yılından bu yana devlete ödenen vergi miktarını üç yıldır ısrarla gizliyor. Siyanüre karşı mücadele yürüten Bergama köylülerinin avukatlarının, şimdi Koza Holding’in işlettiği madene ilişkin yaptıkları bilgi edinme başvurusu, mahkeme kararı bile hiçe sayılarak yanıtlanmıyor.

Bakanlık yetkilileri hakkında soruşturma izni verilmemesinin ardından AİHM’ye başvuran avukatlar, ” Amacımız ‘ Türkiye bu madenden çok kazanıyor’ yalanını gözler önüne sermekti. Hem madenin ekonomiye olan katkısı konusunda kamuoyunu aydınlatmak hem de bilgi edinmenin yerleşmesini istiyoruz ” diyor.
Çevreci avukatlar Ömer Erlat, Noyan Özkan ve Arif Ali Cangı tarafından, 2005 yılında Maliye, Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanlıklarına gönderilen yazıda, Eurogold-Nevmont-Normandy unvanlı çokuluslu şirketlerin 1997 yılından bugüne dek, her vergilendirme dönemi için açıkladıkları kurum kazancının miktarı, tahsil edilen ve edilemeyen verginin olup olmadığı, harç, idari para cezası gibi alacağın olup olmadığı soruldu.

Soruları yanıtlamayan bakanlıklar, vergi mahremiyetini gerekçe gösterdi. Karara itirazı değerlendiren Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu, avukatların vergi ve cezalara ilişkin bilgi edinme taleplerinin tümünün karşılanması gerektiğini belirtti.

İstenilen bilgilerin Vergi Usul Yasası gereği ilan edilmesi gerektiği, devlet hakkının açıklanmasında da kamu yararı gözüktüğü kaydedildi. Ancak bu karar Maliye Bakanlığı’nca yok sayıldı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın ikinci yanıtında ise madeni işleten şirketlerin tahakkuk ettikleri devlet payının bir kısmını ödemedikleri ortaya çıktı.

Üç yıllık yargı süreci
Avukatlar, Maliye Bakanlığı’nın bilgi vermeme işleminin iptali istemiyle Ankara 4. İdare Mahkemesi’nde dava açtı. İşlemin iptaline karar veren mahkeme, “demokratik ve şeffaf yönetimin gereği olan eşitlik, tarafsızlık ve açıklık ilkesine” vurgu yaparak, ” kamu kurum ve kuruluşlarının yasada belirtilen istisnalar dışında her türlü bilgi ve belgeyi, başvuranların yararına sunmakla yükümlü olduklarını” belirtti.

BEDK'ya neden ulaşılamıyor?

Aylardır neden Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu web sitesine ulaşılamadığı bir türlü anlaşılamıyor……

Başbakanlık web sitesi üzerinden ulaşılması gereken BEDK sitesine kullanıcılar bir türlü ulaşamıyor. Daha önce defalarca uyarmamıza rağmen değişen bir şey yok. BEDK’ya ulaşamayan vatandaşlar BEDK’yı BilgiEdinmeHakki.Org’a şikayet etmeye başladı. BilgiEdinmeHakki.Org bugün BIMER üzerinden bu konuda tekrardan bilgi istedi. Gelen cevaba göre vatandaşları sitemizden bilgilendireceğiz.

6 Ağustos 2007 tarihinde yapmış olduğumuz Bimer başvurusundan sonra 23 Ağustos 2007 itibarı ile tekrardan vatandaşlar Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu sitesini ziyaret edebiliyorlar. Uzun süren arıza ile ilgili verilmiş hiç bir bilgi yok.

BEDK Erişim problemi

Ovacık'taki altın madeni için açıklama yapılmıyor

Cumhuriyet 31.07.2007: Ovacık’taki altın madeni için açıklama yapılmıyor
Bergama’nın sırrı
**Maliye Bakanlığı’ndan Bilgi Edinme Yasası kapsamında açıklama isteyen avukatlara yanıt verilmiyor. Mahkeme kararıyla “bilgi almaya” hak kazanan hukukçular, direnen görevliler hakkında soruşturma başlatılmasını istediler.
OZAN YAYMAN İZMİR – 31Kapatılması yönünde verilen kesinleşmiş yargı kararlarına karşın siyasi iradenin verdiği izinlerle işletilen Bergama Ovacık Altın Madeni’nin, devlete ne kadar vergi ödediği açıklanmıyor. Maliye Bakanlığı’ndan Bilgi Edinme Yasası kapsamında açıklama isteyen avukatlara yanıt verilmiyor. Mahkeme kararıyla “bilgi almaya” hak kazanan hukukçular, direnen görevliler hakkında soruşturma başlatılmasını istediler. İzmir Barosu avukatlarından Noyan Özkan, Ömer Erlat ve Arif Ali Cangı , Bergama Ovacık Altın Madeni’nin 11 Mayıs 2005 tarihine dek ne kadar devlet hakkı ödediğini öğrenmek için Bilgi Edinme Yasası’nı dayanarak Maliye Bakanlığı’na başvurdular. Başvuru dilekçesinde, madencilik fon parası miktarı ve bunun ödenip ödenmediğinin de açıklanmasını isteyen hukukçular şu konu başlıklarına yanıt istediler. “Madeni işleten şirketlerin beyan edilen kurum kazançlarıyla ödenmemiş vergi borçları olup olmadığı açıklansın. Ruhsat sahiplerinden alınan teminatların miktarı nedir? İşletmeci şirketlerin vergi, idari para cezası gibi tahakkuk edip ödenmemiş borcu bulunuyor mu? AİHM kararı gereğince ödenecek tazminatın sorumlu kamu görevlilerinden ve madeni yasadışı işleten şirketlerden rücuen tahsili için bir hazırlık var mı?”

Vergide gizlilik engeli kalktı

Cumhuriyet 13.05.2007: Vergide gizlilik engeli kalktı

İZMİR (AA) – Maliye Bakanlığı’nın, bilgi edinme hakkı çerçevesinde, devletin, Bergama’nın Ovacık köyünde faaliyet gösteren altın madeninden, 2004, 2005 ve 2006 yıllarında ne kadar vergi geliri elde ettiğini soran çevrecilere ” vergi mahremiyeti ”ni gerekçe göstererek bilgi vermemesi, Ankara 4. İdare Mahkemesi tarafından hukuka uygun bulunmadı.

Avukat Arif Ali Cangı, Ömer Eralat ve Noyan Özkan’ın, idare mahkemesinde açılan dava sonuçlandı. Mahkeme, vergi mahremiyetinin, gelir ve kurumlar vergisi bilgilerini açıklamaya engel teşkil etmediğini belirtti.
Diğer yandan, Koza Madencilik, bilgilerin istenmesi halinde kendileri tarafından verileceğini ileri sürdü.

Katliam açığa çıkarılmalı

Cumhuriyet 29.04.2006: 78’liler Girişimi, 1 Mayıs 1977’de 34 kişinin ölümü ile ilgili dava dosyasının yeniden açılmasını istedi

‘Katliam açığa çıkarılmalı’
Girişim üyeleri, Bilgi Edinme Yasası kapsamında, 1 Mayıs 1977’de görevli olan güvenlik görevlilerinin kimliklerinin açıklanması için hazırladıkları dilekçeyi İçişleri Bakanlığı’na gönderdi.

İstanbul Haber Servisi – 78’liler Girişimi, 1 Mayıs 1977’de 34 kişinin ölümü ile sonuçlanan olayların sorumlularının bulunması için dava dosyasının yeniden açılmasını istedi. Girişim üyeleri, Bilgi Edinme Yasası kapsamında, 1 Mayıs 1977’de görevli olan güvenlik görevlilerinin kimliklerinin açıklanması için hazırladıkları dilekçeyi de İçişleri Bakanlığı’na gönderdi.
78’liler Girişimi üyeleri, dün Kazancı Yokuşu’nda konuya ilişkin basın açıklaması yaptı. 78’liler Girişim Sözcüsü Celalettin Can , olaylarda 34 kişinin yaşamını yitirdiğini anımsatarak ”Yurt ve insanlık düşmanı karanlık güçlerin kimler olduğunu, hangi politik amaçlarla 1 Mayıs 1977 katliamını düzenlediklerini açığa çıkarmak, sorgulamak ve hesaplaşmak için buradayız” dedi.
Öldürülen eski DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler ‘in eşi Sabahat Türkler ise, Türkler cinayetinin halen aydınlatılamadığına dikkat çekti.

Devlet sırrıdır denilen bilgiler BM'ye rapor diye verilmiş

Özet: Antenna-tr.org’un Biz de Bilelim projesini yöneten Muteber Öğreten’in Genelkurmay Başkanlığı’ndan bilgi edinme hakkını kullanarak Türkiye’de bulunan mayınlarla ilgili istediği bilgilere yeterli bilgi verilmeyince Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’na itiraz etmişti. Fakat BEDK Öğreten’in itirazını bu bilgiler devlet sırrıdır açıklaması ile reddetmişti. Oysa BEDK’nın devlet sırrı olarak değerlendirdiği bu bilgiler, Türkiye’nin taraf olduğu Mayın Yasaklama Anlaşması gereği BM’ye vermekle yükümlü olduğu madde 7 rapor bilgilerini içermekteydi. BM sözleşmesine Nisan 2004’de Taraf Devlet olan Türkiye, ilk ön raporunu hazırladı ve BM’ye sundu. Bu raporda Muteber Öğreten’in Genelkurmay Başkanlığı’ndan istemiş olduğu devlet sırrı bilgilerde bulunyordu. BM her ülkenin olduğu gibi Türkiye’nin de madde 7 rapor bilgilerini web sitesinden yayınladı. BilgiEdinmeHakki.Org bu konuyla ilgili derlemeyi kamuoyunun ‘bilgisine’ sunma amacı ile hazırladı. Bu olay kurul kararları yayınlanmaya başladıktan sonra ortaya çıktı.

 

Raporun PDF versiyonu 

 

Bianet’in konu ile ilgili ‘Mayınlar Halka Devlet Sırrı, BM’ye Açık Bilgi’ başlıklı haberi 

Sabah Gazetesi, “Devlet sırrıdır sormayın,” 26 Mart, 2007
http://www.sabah.com.tr/gnd113.html

Bir vatandaşın “Ne kadar mayın var” sorusuna “Yeterince” yanıtını veren Genelkurmay, “Nerelerde” sorusuna ise “Muhtelif yerlerde” dedi. Konuyu Başbakanlığa taşıyan vatandaşa “Devlet sırrı” denildi.

Genelkurmay Başkanlığı, ülke güvenliği açısından son derece kritik olan mayınlarla ilgili “net” yanıtlar isteyen bir vatandaşa, “yetecek kadar var, muhtelif yerlerde var” gibi yanıtlar verdi. “Bu bilgiler yetersiz” diyerek konuyu Başbakanlık’a taşıyan vatandaş, “Bunlar devlet sırrı” yanıtını aldı. Genelkurmay Başkanlığı, M.Ö. adlı vatandaşın Bilgi Edinme Kanunu çerçevesinde yaptığı başvuruda yer alan bazı sorulara şöyle yanıt verdi:
Soru: Türkiye’nin stoklarında ne kadar mayın bulunuyor?
Cevap: Türkiye’nin stoklarında milli savunmasına yetecek kadar mayın bulunmaktadır.
Soru: Mayın olduğu bilinen veya mayın olduğundan şüphelenilen alanlar nerelerde bulunuyor?
Cevap: Sınırlardan yasadışı geçişleri engellemek ve ülke güvenliğinin gerektirdiği tesisleri korumak için bazı ülkelerle sınır hattı boyunca mayın döşenmiş ve mayınlı sahalar üzerlerinde ikaz levhaları bulunan tel çit ile çevrilmiştir.
Soru: Bugüne kadar ne kadar mayın imha edildi?
Cevap: Mayın tahrip çalışmalarının planlama süreci devam etmektedir. Vatandaşın, “Mayın imhası ile ilgili olarak hangi kurumun ne tür çalışmalar yaptığı, kurumlar arasında koordinasyonu sağlayan bir merkezin bulunup bulunmadığı, ulusal yasaların Ottawa sözleşmesine uyumlu olup olmadığı, halkın ve özellikle çocukların mayın ve patlayıcı malzemeler için eğitiminin düşünülüp düşünülmediği” gibi soruları ise cevaplanması için Başbakanlık ve Dışişleri’ne havale edildi.

‘BUNLAR GİZLİDİR’
Genelkurmay’ın verdiği cevapların yetersiz olduğunu belirterek, Başbakanlık’a itiraz eden M.Ö.’nün talebi reddedildi. M.Ö.’nün, “Ne kadar mayın bulunduğu ve bugüne kadar ne kadar mayın imha edildiği” konusunda bilgi talebinin, devlet sırrı olan gizlilik dereceli bilgi ve belgelere ilişkin olduğu hükme bağlandı. Bunların açıklanması halinde devletin emniyetine, dış ilişkilerine, milli savunmasına ve milli güvenliğine zarar vereceği vurgulandı. Başvuru sahibinin, “Ulusal yasaların Ottawa sözleşmesine uygun olup olmadığı, değişiklik yapmanın gerekli olup olmadığı; halkın ve özellikle çocukların mayın konusunda eğitiminin düşünülüp düşünülmediği” yönündeki sorularına ise yanıt verilmedi.

Başvuruyu yapan M.Ö.  Antenna-tr.org’un Biz de Bilelim projesini yöneten Sayın Muteber Öğreten! Sabah’ta çıkan haberle ilgili olarak Sayın Ögreten’in basın açıklamasının bir kopyası aşağıda: 

SorMAYIN
Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu, Uluslararası Mayın Yasaklama Anlaşması gereği Türkiye’nin her yıl BM’ye verdiği, ulusal ve uluslararası kamuoyuna açık rapor bilgilerini ‘Açıklanması hâlinde Devletin emniyetine, dış ilişkilerine, millî savunmasına ve millî güvenliğine açıkça zarar verecek ve niteliği itibarıyla Devlet sırrı olan gizlilik dereceli bilgi veya belgeler” olarak değerlendirdi.
Mayınsız Bir Türkiye Girişimi Koordinatörü Muteber Öğreten Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’nun bu kararını ‘devlet sırrı ve gizlilik dereceli sır’ kavramlarının istenildiğinde nasıl bir ‘zırh’ haline getirilebileceğini göstermesi bakımından ‘emsal’ bir karar olarak değerlendirdi.

Mayınsız Bir Türkiye Girişimi Koordinatörü Muteber Öğreten 10 Kasım 2004 tarihinde bilgi edinme hakkını kullanarak Milli Savunma Bakanlığı’ndan, Türkiye’nin stoklarındaki ve toprağa döşeli mayın miktarını; Mayın olduğu bilinen veya mayın olduğundan şüphelenilen alanların nerelerde bulunduğunu; Bugüne kadar ne kadar mayının imha edildiğini; Mayınların imhasına ilişkin bir program ve bu programa ilişkin bir takvimin olup olmadığını içeren on soru yöneltti. Milli Savunma Bakanlığı, başvuruyu Genel Kurmay’a yönlendirdi. Genel Kurmay da 13 Aralık 2004 tarihinde Öğreten’e “Türkiye’nin stoklarında milli savunmasına yetecek kadar mayın bulunmaktadır. Sınırlardan yasa dışı geçişleri engellemek ve ülke güvenliğini sağlamak maksadıyla muhtelif yerlerde döşeli mayın bulunmaktadır. Sınırlardan yasa dışı geçişleri engellemek ve ülke güvenliğinin gerektirdiği tesisleri korumak maksadıyla bazı ülkelerle olan sınır hattı boyunca mayınlar döşenmiş ve bu mayınlı sahalar uluslar arası standartlarda üzerlerinde mayın ikaz levhaları bulunan tel çiti ile çevrilmiştir. Mayın tahrip çalışmalarının planlama süreci devam etmektedir.” şeklinde cevap verdi. Öğreten 28 Aralık 2004 tarihinde Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’na başvurarak, verilen cevapların yetersiz olduğunu belirtti ve istemiş olduğu bilgi ve belgelerin tarafına verilmesinin teminini talep etti.

Başsakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu, 11 Şubat 2005 tarihli toplantısında, Öğreten’in itiraz başvurusunu değerlendirdi ve “Açıklanması hâlinde Devletin emniyetine, dış ilişkilerine, millî savunmasına ve millî güvenliğine açıkça zarar verecek ve niteliği itibarıyla Devlet sırrı olan gizlilik dereceli bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkı kapsamı dışındadır” hükmü gereğince bilgi edinme hakkı kapsamı dışında olduğuna karar verdi.

Oysa Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu’nun “Devlet sırrı olan gizlilik dereceli bilgi veya belge” olarak değerlendirdiği bu bilgiler, Türkiye’nin taraf olduğu Mayın Yasaklama Anlaşması gereği BM’ye vermekle yükümlü olduğu madde 7 rapor bilgilerini içermekteydi.

Türkiye, Eylül 2003’de BM’ye başvurarak Mayın Yasaklama Anlaşması’na taraf olmak istediğini bildirdi. Nisan 2004’de Taraf Devlet olan Türkiye, ilk ön raporunu hazırladı ve BM’ye sundu.

Mayın Yasaklama Anlaşması gereği Türkiye’nin vermekle yükümlü olduğu raporda
· Ulusal uygulama tedbirleri,
· Stoklanmış antipersonnel mayınlar
· Mayınlı alan bulunan yerler
· Mayınlı olduğundan şüphelenilen alanlar
· Muhafaza edilen veya devredilen antipersonnel mayınlar
· Antipersonal mayın üretim tesislerinin başka bir amaçla kullanım için dönüştürülmesi veya işlevine son verilmesine ilişkin programların durumları
· Antipersonel mayınların imhası programının durumu
· Sözleşmenin yürürlüğe girmesinden sonar imha edilen Anti-personel mayınlar
· Halkı uyarmak için alınacak tedbirler
ile ilgili soruların cevapları bulunuyor.

Türkiye, ilk raporunda;
Stoklarında 2.973.481; toprakta 921.080 adet mayın bulunduğunu;
Topraktaki mayınların 15 ilde bulunduğunu;
7 ilde yaklaşık 687 yerin mayınlı olduğundan şüphelenildiğini;
İmha tesislerinin tamamlanmasından sonra stoklardaki mayınların imhasına başlanacağını bildirdi.

Türkiye yukarıdaki bu bilgileri güncelleyerek her yıl BM’ye rapor etmektedir ve bu raporlar BM web sayfasında yayınlanmaktadır. Herkes BM web sayfasından bu bilgilere ulaşabilir.

 

BEDK’nın Sayın Muteber Ögreten’in başvurusu ile ilgili verdiği karar:

20- M. Ö.’in itirazının REDDİ ile,
Raportör Görüşü doğrultusunda,
“M. Ö., 10/11/2004 tarihli bilgi edinme başvuru ise Milli Savunma Bakanlığından aşağıdaki bilgilerin verilmesini talep etmiştir:

1-    Türkiye’nin stoklarında ne kadar mayın bulunduğu
2-    Türkiye’de toprağa döşeli ne kadar mayın bulunduğu
3-    Mayın olduğu bilinen veya mayın olduğundan şüphelenilen alanların nerelerde bulunduğu
4-    Bugüne kadar ne kadar mayın imha edildiği
5-    Mayınların imhasına ilişkin bir program ve bu programa ilişkin bir takvimin olup olmadığı
6-    Mayın imhası ve temizliği ile ilgili olarak hangi kurumların  ne tür çalışmalar yaptığı
7-    Bu kurumlar arasında koordinasyon sağlayan bir merkezin bulunup bulunmadığı
8-    Mayın mağdurlarının bakımı ve rehabilitasyonunun neredelerde ve nasıl yapıldığı, bu merkezlerden bugüne kadar kaç asker, kaç sivil ve kaç çocuğun yararlandığı
9-    Ulusal yasaların Ottowa sözleşmesine uyumlu olup olmadığı, değilse değişiklik yapmanın gerekip gerekmediği
10-    Halkın, özellikle çocukların mayın ve patlayıcı malzemeler konusunda eğitiminin düşünülüp düşünülmediği

Genelkurmay Başkanlığı’nın  13/11/2004 tarihli cevabi yazısında ise, sırasıyla yukarıda yer alan bilgi taleplerine aşağıdaki yanıtlar verilmiştir:

1-    Türkiye’nin stoklarında milli savunmasına yetecek kadar mayın bulunmaktadır.
2-    Sınırlardan yasa dışı geçişleri engellemek ve ülke güvenliğini sağlamak maksadıyla muhtelif yerlerde döşeli mayın bulunmaktadır.
3-    Sınırlardan yasa dışı geçişleri engellemek ve ülke güvenliğinin gerektirdiği tesisleri korumak maksadıyla bazı ülkelerle olan sınır hattı boyunca mayınlar döşenmiş ve bu mayınlı sahalar uluslar arası standartlarda üzerlerinde mayın ikaz levhaları bulunan tel çiti ile çevrilmiştir.
4-    Mayın tahrip çalışmalarının planlama süreci devam etmektedir.
5-    Ottawa sözleşmesi gereğince 2008 yılına kadar depolanmış olan, 2014 yılına kadar döşeli olan mayınların temizlenmesi gerekmektedir.
6-    Başbakanlık tarafından cevaplanacaktır.
7-    Dışişleri Bakanlığı tarafından cevaplanacaktır.
8-    TSK’nde mayın mağdurlarının bakımı ve rehabilitasyonu “ TSK Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi Başkanlığında” yapılmaktadır. Bu merkezde Nisan 2000- Aralık 2004 tarihleri arasında TSK  mensubu 632 mayın mağduruna bakım ve rehabilitasyon uygulanmıştır.
9-    Dışişleri Bakanlığı tarafından cevaplandırılacaktır.
10-    Başbakanlık tarafından cevaplandırılacaktır.

Neticede, M. Ö. 28/12/2004 tarihli itiraz dilekçesiyle Kurulumuza müracaat ederek, verilen cevapların yetersiz olduğunu belirterek istemiş olduğu bilgi ve belgelerin tarafına verilmesinin teminini talep etmiştir.

Başvuru sahibinin bilgi edinme başvurusu  hakkında yukarıdaki sırasıyla

a- (1), (2), (3) ve (4) numaralı bilgi taleplerinin Bilgi Edinme Hakkı Kanununun  16 ncı maddesinin “Açıklanması hâlinde Devletin emniyetine, dış ilişkilerine, millî savunmasına ve millî güvenliğine açıkça zarar verecek ve niteliği itibarıyla Devlet sırrı olan gizlilik dereceli bilgi veya belgeler, bilgi edinme hakkı kapsamı dışındadır.” hükmü gereğince bilgi edinme hakkı kapsamı dışında olduğuna,
b- (5) ve (8) numaralı bilgi  taleplerinin karşılanmış olduğuna,
c- (6), (7), numaralı bilgi edinme taleplerinin Kanunun 11 inci maddesine uygun olarak ilgili Kurumlara iletildiğine,
d- (9) ve (10) numaralı taleplerin Bilgi Edinme Hakkı Kanununun 3 üncü maddesinde tanımlanan bilgi ve belgelere ilişkin olmayıp mütalaa talebi niteliğinde olduğundan bilgi edinme başvurusuna konu olamayacağının”

KARAR                            KARAR TARİHİ
2005/98                                                11.02.2005

Kabulüne,

BilgiEdinmeHakki.Org’ un yaptığı araştırmaya göre devlet sırrıdır denilen bilgiler 2005 ve 2006 yılları içinde BM’ye rapor diye verilmiş ve İnternet üzerinden BM sitesinde yaınlanmış . Aynı şekilde diğer ülkelerdeki durum hakkındaki raporlara da ulaşmak mümkün.

BEDK’nın Sayın Muteber Ögreten’in başvurusu ile ilgili devlet sırrı dediği soruların cevabını 2004 yılını kapsayan 2005 ve2005 yılını kapsayan 2006 tarihli BM raporlarında bulduk.

1-    Türkiye’nin stoklarında ne kadar mayın bulunduğu
Genelkurmay Başkanlığı’nın  13/1 /2004 tarihli cevabı: Türkiye’nin stoklarında milli savunmasına yetecek kadar mayın bulunmaktadır.
30 Nisan 2006 tarihli BM’ye verilen Türkiye raporu: 01 Ocak 2005 ve 31 Aralık 2005 tarihleri arasında Türkiye’nin stoklarında toplam 2.979.165 adet mayın bulunmaktadır.Rapora göre 01 Ocak 2004 ve 31 Aralık 2004 tarihleri arasındaki toplam mayın sayısı da 2.973.481 idi.Bakınız: 2004 Türkiye  Ulusal Uygulama Tedbirleri Raporu

2-    Türkiye’de toprağa döşeli ne kadar mayın bulunduğu
Genelkurmay Başkanlığı’nın  13/1 /2004 tarihli cevabı:  Sınırlardan yasa dışı geçişleri engellemek ve ülke güvenliğini sağlamak maksadıyla muhtelif yerlerde döşeli mayın bulunmaktadır.
30 Nisan 2006 tarihli BM’ye verilen Türkiye raporu: 01 Ocak 2005 ve 31 Aralık 2005 tarihleri arasında Türkiye’de döşeli mayın sayısı 984.313. 2004 istatitikleri için Bakınız: 2004 Türkiye  Ulusal Uygulama Tedbirleri Raporu

3-    Mayın olduğu bilinen veya mayın olduğundan şüphelenilen alanların nerelerde bulunduğu
Genelkurmay Başkanlığı’nın  13/1 /2004 tarihli cevabı: Sınırlardan yasa dışı geçişleri engellemek ve ülke güvenliğinin gerektirdiği tesisleri korumak maksadıyla bazı ülkelerle olan sınır hattı boyunca mayınlar döşenmiş ve bu mayınlı sahalar uluslar arası standartlarda üzerlerinde mayın ikaz levhaları bulunan tel çiti ile çevrilmiştir.
30 Nisan 2006 tarihli BM’ye verilen Türkiye raporu: Bu konuda BM raporunda verilmiş bilgi yok. Sadece Suriye sınırında 164.497 adet anti tan k mayını olduğu raporda belirtilmiş. Fakat 2005 Yılı içerisinde verilmiş olan ve 01 Mart 2004 ve 28 Ağustos 2004 tarihleri arasını kaplayan benzer raporda mayın olduğu bilinen yerler hakkında geniş kapsamlı bilgi verilmiş. Bakınız: 2004 Türkiye  Ulusal Uygulama Tedbirleri Raporu

4-    Bugüne kadar ne kadar mayın imha edildiği
Genelkurmay Başkanlığı’nın  13/1 /2004 tarihli cevabı: Mayın tahrip çalışmalarının planlama süreci devam etmektedir.
30 Nisan 2006 tarihli BM’ye verilen Türkiye raporu: 01 Ocak 2005 ve 31 Aralık 2005 tarihleri arasında Türkiye’de 17.886 adet mayın imha edilmiştir. 2004 istatitikleri için Bakınız: 2004 Türkiye  Ulusal Uygulama Tedbirleri Raporu

5-    Mayınların imhasına ilişkin bir program ve bu programa ilişkin bir takvimin olup olmadığı
Genelkurmay Başkanlığı’nın  13/1 /2004 tarihli cevabı: Ottawa sözleşmesi gereğince 2008 yılına kadar depolanmış olan, 2014 yılına kadar döşeli olan mayınların temizlenmesi gerekmektedir.

6-    Mayın imhası ve temizliği ile ilgili olarak hangi kurumların  ne tür çalışmalar yaptığı
Genelkurmay Başkanlığı’nın  13/1 /2004 tarihli cevabı: Başbakanlık tarafından cevaplanacaktır.

7-    Bu kurumlar arasında koordinasyon sağlayan bir merkezin bulunup bulunmadığı
Genelkurmay Başkanlığı’nın  13/1 /2004 tarihli cevabı: Dışişleri Bakanlığı tarafından cevaplanacaktır.

8-    Mayın mağdurlarının bakımı ve rehabilitasyonunun neredelerde ve nasıl yapıldığı, bu merkezlerden bugüne kadar kaç asker, kaç sivil ve kaç çocuğun yararlandığı
Genelkurmay Başkanlığı’nın  13/1 /2004 tarihli cevabı: TSK’nde mayın mağdurlarının bakımı ve rehabilitasyonu “ TSK Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi Başkanlığında” yapılmaktadır. Bu merkezde Nisan 2000- Aralık 2004 tarihleri arasında TSK  mensubu 632 mayın mağduruna bakım ve rehabilitasyon uygulanmıştır.

9-    Ulusal yasaların Ottowa sözleşmesine uyumlu olup olmadığı, değilse değişiklik yapmanın gerekip gerekmediği
Genelkurmay Başkanlığı’nın  13/1 /2004 tarihli cevabı: Dışişleri Bakanlığı tarafından cevaplandırılacaktır.

10-    Halkın, özellikle çocukların mayın ve patlayıcı malzemeler konusunda eğitiminin düşünülüp düşünülmediği
Genelkurmay Başkanlığı’nın  13/1 /2004 tarihli cevabı: Başbakanlık tarafından cevaplandırılacaktır.

BEDK Toplantı ve İtiraz Karar Sayıları İncelemesi

BilgiEdinmeHakki.Org: BEDK Toplantı ve İtiraz Karar Sayıları İncelemesi
PDF version: http://www.bilgiedinmehakki.org/doc/2007_02_BEDK.pdf

BilgiEdinmeHakki.Org tarafından Bilgi Edinme Edinme Değerlendirme Kurulu’ndan (BEDK) 09 Mart 2007 tarihinde elde edilen bilgilere göre 24/05/2004 – 26/02/2007 tarihleri arasında BEDK 2.475 itiraz başvurusu hakkında karar vermiştir. BEDK, BilgiEdinmeHakki.Org’a bu kararların 69 toplantı sonucunda karara bağlandığını ve 28 Toplantıya ilişkin Karar Defterlerinin www.basbakanlik.gov.tr adresinde yayınlandığını bildirmiştir. Diğer 41 toplantıya ilişkin karar defterlerinin ayıklama çalışmaları devam etmektedir.

Bugüne kadar yayınlanan toplam Toplantı Defter sayısı: 28
Bugüne kadar yayınlanan toplam İtiraz Karar sayısı: 641
1-28 Toplantı notları: 495 Sayfa

Henüz yayınlanmayan Toplantı Defter sayısı:41
Henüz yayınlanmayan İtiraz Karar Sayısı: 1834

BilgiEdinmeHakki.Org, geri kalan 41 Kurul toplantısına ilişkin Karar Defterlerinin ve henüz yayınlanmamış olan yaklaşık 1834 itiraz kararının ivedi bir şekilde yayınlanmasını Kurul’dan talep edecek ve Kurul’un bugüne kadar almış olduğu kararları inceleme konusunda bir proje çalışmasına başlayacaktır.

BEDK Toplantı Detayları

1.    Toplantı – 0 Karar (07. 06.2004)
2.    Toplantı – 0 Karar (28.06.2004)
3.    Toplantı – 18 Karar (05.07.2004)
4.    Toplantı – 11 Karar (19.07.2004)
5.    Toplantı – 15 Karar (31.08.2004)
6.    Toplantı – 11 Karar (10.09.2004)
7.    Toplantı – 38 Karar (20.09.2004)
8.    Toplantı – 7 Karar (27.09.2004)
9.    Toplantı – 15 Karar (11.10.2004)
10.    Toplantı – 16 Karar (25.10.2004)
11.    Toplantı – 21 Karar (25.10.2004)
12.    Toplantı – 12 Karar (22.11.2004)
13.    Toplantı –18 Karar (06.12.2004)
14.    Toplantı – 49 Karar (20.12.2004)
15.    Toplantı –21 Karar (10.01.2005)
16.    Toplantı – 20 Karar (17.01.2005)
17.    Toplantı – 24 Karar (31.01.2005)
18.    Toplantı – 38 Karar (11.02.2005)
19.    Toplantı – 20 Karar (25.02.2005)
20.    Toplantı – 23 Karar (11.03.2005)
21.    Toplantı – 13 Karar (25.03.2005)
22.    Toplantı – 56 Karar (06.04.2005)
23.    Toplantı – 23 Karar (15.04.2005)
24.    Toplantı – 33 Karar (27.04.2005)
25.    Toplantı – 19 Karar (06.05.2005)
26.    Toplantı – 30 Karar (18.05.2005)
27.    Toplantı – 61 Karar (01.06.2005)
28.    Toplantı – 29 Karar (15.06.2005)

29-69 toplantilari henüz yayınlanmadı.

Yurttaş çözümü Sezer'de aradı

Cumhuriyet 27.03.2007: Yurttaş çözümü Sezer’de aradı

ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) – Cumhurbaşkanlığı internet sitesinin “Örgütsel Bilgiler” bölümünde yer alan bilgilere göre, Ahmet Necdet Sezer göreve başladığı 16 Mayıs 2000 tarihinden 23 Mart 2007 tarihine kadar, kurumsal işlemler ya da çeşitli kamu hizmetlerine ilişkin 108 bin 760, kişisel isteklerle ilgili 100 bin 211, Bilgi Edinme Hakkı Yasası ile ilgili de 2 bin 76 olmak üzere toplam 211 bin 47 başvuru yapıldı. Kurumsal işlem gerektiren 108 bin 760 başvurunun 67 bin 921’ini toplu başvurular oluşturdu. 16 bin 910 başvuruya bir işlem yapılmasına gerek görülmezken, kalan başvuruların işlemleri tamamlandı. Bu başvuruların 17 bin 774’ünü doğal afetler, 15 bin 651’ini eğitim, 14 bin 952’sini çalışanların sorunları, 10 bin 634’ünü ekonomik ve mali konular, 9 bin 154’ünü sağlık, 6 bin 103’ünü yasa, yönetmelik gibi değişiklikler, 5 bin 513’ünü ihbar ve şikâyetler, 3 bin 957’sini yerel yönetim sorunları oluşturdu.